"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sistem sorununun sebepleri

Ahmet BATTAL
13 Ekim 2020, Salı
Türkiye’nin ve benzeri ülkelerin bir “sistem sorunu”nun olduğunu herkes kabul eder.

Ama sebepleri hususunda herkesin kendine göre ayrı ayrı günah keçisi vardır. “Masumuz biz” konforunu sürdürmek hususunda kamplar ve kutuplar çok işe yarar. 

Aynı durum sistem sorununun çareleri hususunda da kendisini gösterir. Hâlbuki bulunmuş çarelerin izini sürmek en doğru yoldur. 

Geçen hafta Ankara’da iki yük treninin kafa kafaya çarpışması ve iki kişinin vefatı, sistem meselesinin kaynağı hakkında herkese şamil genel bir hayat dersi verecek nitelikte esaslı bir “kürsü örneği” sunuyor.

Tren icat edileliden bu yana bu aletin en önemli riski nedir? 

Devrilmesi mi? Yavaşlatırsınız olur biter.

Yanması mı? Daha çok yanmaz malzeme ve demir kullanırsınız, alarm sistemi kurarsınız, bu da bir risk olmaz. 

Gürültüsü mü? İzolasyon sistemleri ve yalıtım duvarları kurarsınız. 

Ya karşı yönden giden iki tren aynı hatta girerse? 

Bu soru neredeyse trenin icadı kadar eski. Tek hatta iki trenin çalışmaya başlamasından bu yana bu soru ve arayış var. Cevapları da en az o kadar eski. Bugüne kadar sırf bu problemin çözümü için onlarca icat yapılmış. 

Peki ne oluyor da halen günümüzde Türkiye’de ve benzeri ülkelerde trenler kafa kafaya çarpışabiliyor? Çaresi bulunamayacak bir problem mi? 

Hayır. Bulan bulmuş. Sıfır kaza değilse de sıfıra yakını elde eden ülkeler var. 

Bunun bir sürücü hatası olmadığı açık. Bir ürün ya da üretim hatası da değil. 

Bu doğrudan doğruya bir sistem kurma hatası.  

Ve TCDD bu meselede sadece bir örnek. 

Karayollarındaki kaza oranlarında yaşanan nisbî iyileşme demiryollarında neden görünmüyor? 

Sebebi galiba şu: Türkiye’nin çok sayıda köklü kurumu köksüz dalsız, ilkesiz kuralsız bir biçimde yönetiliyor. 

Yanlış anlaşılmasın bu sadece bugünün hatası da değil. 

Mesele bir parti ve siyasî tercih meselesi de değil. Bir zihniyet meselesi. 

Liyakate ve ihtisasa değer vermek birinci öncelik olmalı. 

Yöneticinin denetlenmesi şart.

Denetçinin yönetenden bağımsız olması ve bağımsız kalması da gerekli. 

Yönetmeye meraklı olanın denetçilikten uzak tutulması da kıymetli. 

Bir de emsallerden ve tecrübelerden faydalanmak gerekli. 

Okunma Sayısı: 2389
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı