"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasal “İslâm” değil, siyasal “İslâmcılık”

Ahmet BATTAL
24 Mart 2018, Cumartesi
Biliyoruz. Bazı internet okuyucularımız bu kavramların ikisini de reddediyorlar. Bu red de çoğu zaman AKPseverlik hatırına oluyor.

Bu itirazlarında kendilerince haklı oldukları bazı yönler de var. Ama kayda değmez. 

Bu sebeple biz bugün onları teğet geçip bu iki kavramı objektif olarak değerlendireceğiz. 

Önce siyasal İslâm:

Siyasal İslâm tabirinde özne “İslâm”. Bu sebeple bu deyim sanki İslâm’ın “siyasal olan” ve “siyasal olmayan” iki alt türü varmış gibi bir mana çağrıştırıyor.

Bu çağrışıma karşı haklı olarak şunlar deniyor:

İslâm İslâm’dır. Tektir. İdeale ait bir kavramdır.  İslâm’ın elbette siyasete ait yönleri ve hükümleri de vardır, ama bir dinî siyaset anlayışına “siyasal İslâm” diyenlerin amacı ve kastı “İslâm’ın siyasî yönü” değildir. Onlar olsa olsa İslâm’ın bu yönünü öne çıkaranları hedeflemektedirler. O halde “siyasal İslâm” diye bir İslâm “türü” yoktur. 

İkincisi siyasal İslâmcılık kavramı:

Bu kavramda İslâm kökünde “-cı” ve “-lık” eki var. 

İslâm’a “-cı” eklendiğinde kişilere izafe edilecek bir isim ortaya çıkıyor. İslâm’a mensup olana Müslüman dendiğine göre “İslâmcı” bundan başka bir manayı da içeriyor. İslâm’la “sadece mensup olmak”tan daha sıkı bir bağ kuran kişiyi tarif ediyor. Bu bağ da genellikle İslâm’ı yaymayı kendisine iş edinmeyi ve bu amaçla bazı yöntemler ve araçlar elde edip kullanmayı çağrıştırıyor. 

“İslâmcı”ya eklenen “-lık” eki de “İslâmcı olma durumu”nun adını ifade ediyor. 

Bazıları, “İslâmcı (Islamist) olunmaz, Müslüman (Muslim) olunur” diyerek “İslâmcı” ve “İslâmcılık” kavramını red de etseler kıymeti yok. Bu reddiyenin pratikte karşılığı da yok. Zira neticede bu kelime Türkçede algılanabilen bir anlam içeriyor. 

Dünya üzerinde, “Müslüman değilim, İslâmcıyım” diyecek kimse yoktur. Ama “İslâmcı yok Müslüman var” toptancılığını ve bunun tersten okunuşu olan “her Müslüman İslâmcıdır” dayatmasını kabul etmeyenler var. Ve bunlar “İslâmcı” olmayı reddetmekle birlikte “Müslüman” olmaktan memnunlar. 

Yine bazılarının düşündüğünün aksine “ci-cı-cü-cu” eki daima olumlu ya da daima olumsuz bir mana içeren bir ek de değil. Önemli olan içinin neyle dolduğu ve hedefinin ne olduğu. 

“İslâmcılık” ifadesi, samimî bir mü’min için İslâm’a hizmet hususundaki bir hamiyeti ve gayreti ifade ediyor olabilir. Bu yönüyle ve bu anlamıyla, bu ibare, Müslümanların tümünde var olması gereken, ama ancak ve sadece bir kısmında bulunan aktif bir tutumun adı. 

“İslâmcılık”ın bir versiyonu siyasal İslâmcılık. 

Bu konuda ise İslâmcılık yapanların siyasetle ilişkisinin ve siyasete bakışının ne olduğu önemli hale geliyor. 

Siyasete ve yönetim meselelerine hiç bakmayan İslâmcılar soft İslâmcılık yapan kişiler ya da gruplar durumundalar. Bunlara hiçbir zaman “Siyasal İslâmcı” sıfatı yakıştırılamaz. Hatta bunların çoğu, olumsuz çağrışımları sebebiyle, kendisi için “İslâmcı” sıfatını dahi kabul etmez. 

Siyasete “din adına” giren İslâmcılar ise neticesi itibariyle “siyasal İslâmcı” olmuş oluyorlar. Bunların İslâm’ı diğerlerininkiyle aynı İslâm. Zira “siyasal İslâm” diye bir İslâm “türü” yok. Sadece “öncelik vererek” yaptıkları işin adı var ve o da İslâm’ın değil İslâmcılık’ın bir türü olarak Siyasal İslâm“cılık” oluyor. 

“Siyasal yönü de olan İslâmcı” ile “siyasal İslâmcı” birbirinden farklı anlamlar içeren kavramlar. Yani İslâm’ın siyasal yönü hakkında fikir yürüten her hamiyet sahibi mü’min’e siyasal İslâmcı denilemez. 

Siyasal İslâmcı deyimi daha özel bir anlamı çağrıştırıyor: Siyaseti ve devleti dindarlaştırma işini önemli gören insanlara verilen bir isim durumunda. 

Siyasal İslâmcılar “İslâm’ın siyaseti her şeyden önce gelir, bunun için de devleti elde etmek gerekir” diyorlar. Darbe yaparak ya da milletvekili çoğunluğunu elde ederek iktidar olmayı ve bir de kadrolaşarak bürokratik iktidarı elde etmeyi önemsiyorlar. 

Yani bu İslâmcıların “oy vermek” ya da “siyasete nasihatle yön vermek” dışında daha aktif siyasal tavırları var ve onlara bu yüzden “siyasal İslâmcı” deniyor. 

Netice olarak siyasal İslâm ve siyasal İslâmcılık tabirlerinden hangisinin daha doğru olduğunu Allah bilir. Ama anlaşılıyor ki hangisini kullansak olur. Yeter ki izah edelim. 

Şahsen bizim tercihimiz ise tarif için “siyasal İslâm” yerine, kavram kargaşasını da önleyeceği için “siyasal İslâmcı” kökünü kullanmak. 

Not: Pazar günü (yarın) Basın Ekspres yolu üzerinde Kuyumcukent’in karşısında bulunan Pullman Otel’de saat 14:00’da başlayacak olan “İslâm Kardeşliği ve Dünya Barışı” konulu panele dâvetlisiniz.

Okunma Sayısı: 10134
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aykan

    26.3.2018 10:22:21

    "Siyasal İslâmcılar “İslâm’ın siyaseti her şeyden önce gelir, bunun için de devleti elde etmek gerekir” diyorlar. Darbe yaparak ya da milletvekili çoğunluğunu elde ederek iktidar olmayı ve bir de kadrolaşarak bürokratik iktidarı elde etmeyi önemsiyorlar. " ifadenizde kastettiğiniz "darbe" bilinen manadaki darbe olmasa gerek. Bu tür kelimelerin içini doldurarak kullanılması anlamaya yardımcı olabilir.

  • Gündüz Alp

    24.3.2018 09:33:07

    Sayın Battal, çokca itiraz edilen bir konudaki aydınlatıcı yazınız için teşekkür ediyoruz. Elbette bir Müslümanın siyasi bir görüşü olduğu gibi siyasi bir tercihi de olacaktır. Kastedilen mesele bu değil elbet. Özellikle din adına siyaset yapanlar ile siyasetlerine dini alenen ve dozunu da kaçırarak alet eden siyaset ve siyasetçidir. Dinin yüksek ve ulvi hakikatlerini, menfi siyasetin çıkarlarına alet ettikleri vakit, kıymetini bir derece düşürmekle dine ve dindara bakış açısı da menfi siyasetin rengine boyanmaktadır. Siyasal İslamcılar ile siyasal İslamcılık işte böyle menfi bir neticeye sebebiyet verdiklerinden bizler de onların siyasetine sıcak bakmıyor, siyasetlerinden uzak duruyoruz. Yani din adına siyaseti de dinin siyasete alet edilmesini de tasvip etmiyoruz. Tercihimizi hürriyetçi demokrasiden yana kullanıyoruz. Hürriyet, hukuk ve adaletin kamil manada bulunduğu ortamlarda hem maddi hem manevi gelişmelerin (terakki ve inkişaf) daha sağlıklı olacağına inanıyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı