"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasetçi, çek elini dinden!

Ahmet BATTAL
24 Ağustos 2017, Perşembe
Türkiye’nin demokrasi deneyinin üçüncü periyodunun mimarı Süleyman Demirel, temel kuralı, “camiye, mektebe ve kışlaya siyaset girmesin” diyerek özetlemiş.

AKP iktidarının bilhassa son altı yedi yılında demokraside geri gidişimizin önemli sebepleri var. Bunlardan biri de siyasetin sınırlarının aşındırılması.

Siyaseti kim yapmalı, kim yapmamalı?

Siyaset nerede yapılmalı, nerede yapılmamalı?

Siyasetin temel araçları ve kuralları neler olmalı?

«««

Bayrak, vatan, vatanseverlik gibi ortak değerler siyasî taraftarlıkların aracı ve malzemesi yapılırsa iş tarafgirliğe döner.

Hakaret etmemek kaydıyla, slogancılık ve amigoluk, bir ölçüde kabul edilebilir. Ama yıkıcı holiganlık asla!

Meselâ bir parti, rakiplerine “bayrağı siz değil ben korurum” diyor ve fakat o partinin seçmenlerinin sayısı azalmıyor ve hatta aksine artıyorsa, o ülkede demokrasi bitmiştir. Fatiha bilen okusun!

Bir iktidar, rakip ülkelerin devletlerini “düşman ülkenin devleti” olarak görüp gösteriyorsa, o ülkede artık iktidara muhalefet etmek vatana ihanet sayılacaktır. Artık o iktidarın devleti ve o devletin hukuku nezdinde “vatan haini” olmanıza ramak kalmıştır. Fatiha okusanız da fayda etmez!

«««

Bir partinin programında elbette dine hizmet de bulunur ve bulunmalı. Dine hizmetin rekabetle değilse de müsabaka suretinde yapılması belli ölçülerde caizdir.

Bir partinin iktidar olunca/olursa dinî hizmetlere daha fazla yatırım yapmayı vaat etmesi dindarların reyini almasına vesile olur ve dine de dünyaya da fayda verir. İnhisar içermediğinden yani din hizmetini kendi tekelinde görüp göstermediğinden bu vaadler siyasete zarar vermez.

Bir partinin bütün özgürlükleri ve bilhassa fikir ve din özgürlüğünü savunması da dini kendi inhisarına almak değildir. Daha özgür olmak isteyen dindarların reyini almasına sebep olur.

Dolayısıyla dinî kavramların siyasette kullanılması, tek başına, dinin siyasete “alet edildiğini” göstermez. Yanlış olan, dinî kavramların ve kurumların siyasette “rekabet aleti” yapılmasıdır. Bu hem mukaddesata ve dine ve hem de toplumsal ilişkilere ve siyasete zarar verir.

Meselâ bir meşhur şairin Kurtuluş Savaşı yıllarında ordumuzu cesaretlendirmek üzere yazdığı şiirinde “minareler süngümüz” mısrasıyla minareyi dış düşmana karşı silâh yaptığını varsayalım. Burada bir yanlışlık yoktur. Zira Yunana karşı minare elbette araç olur. Zira Yunanla savaşın amacı, zaten, minaresiyle ve ezanıyla vatanı düşmandan korumaktır.

Ama bir parti genel başkanının, yıllar ve yıllar sonra, zamanında Yunan’a karşı savaşan askerlerimizi cesaretlendirmek için yazılmış bir şiiri, tutup siyaset meydanlarında rakip partiden bahsederken okuması yanlış anlaşılır. Bal gibi, dini siyasete alet etmektir.

Zira iç siyasette minareyi siyasî rakibinize karşı süngü gibi göremez ve gösteremezsiniz. Camiler bir partinin kışlası değildir. Mü’minler, Allah’a ve ahirete inananlar, bir partinin askeri değildir ve olamaz. Böyle düşünen siyasetçi diğer partileri kendi karşısına almakla kalmaz, dinin de dışına atmış olur. Bunu yapanın niyeti dine faydalı olmak da olsa, akıbeti dine zarar vermektir.

Böylelerinin bu tür bilinçli hataları yüzünden demokrasi ölür ya, milleti demokrasinin ruhuna Fatiha okumaya dâvet etmek bile –birilerinin nazarında- dini siyasete alet etmektir.

“Aman” diyelim!

Okunma Sayısı: 5070
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı