Önden söyleyelim: Bu yazı bir spor yazısı değildir. Zaten o işten anlamadığımızı siz bizden iyi biliyorsunuzdur.
Diken’in Hürriyet’e dayandırdığı haber şöyle: UEFA, Fransa-Türkiye maçında A Millî Takım futbolcuların “asker selâmı” vermesi üzerine soruşturma başlattı. UEFA’nın internet sitesinden yapılan açıklamada şöyle dendi: “11 Ekim’de Arnavutluk, 14 Ekim’de de Fransa karşısında oynanan karşılaşmalarda Türkiye millî takım oyuncularının ‘Potansiyel kışkırtıcı ve politik davranışlarından dolayı’ disiplin soruşturması başlatmak üzere Etik ve Disiplin Müfettişi atanmıştır.”
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise soruşturmayla ilgili şöyle konuşmuş:
“Değerli futbolcularımızın Mehmetçiğimize olan sevgisini, selâmını farklı yöne çevirmek isteyenler var. Sahadaki başarısızlığı birtakım oyunlarla başka yönlere çekmek isteyenlerin bu çalışmalarını, dünya spor kamuoyunun yemeyeceğini düşünüyorum.”
Bu konuyu neden yazıyoruz?
Bir futbol müsabakasında gol atanların sevinçlerini nasıl gösterecekleri sadece kendilerini ilgilendiren bir husus olarak görülemez. Elbette taraftarlarını, rakiplerini, kamuoyunu da etkiler.
Zira “spor olsun” diye spor yapma devri geride kaldı. Her şey gibi spor da endüstrileşti ve hatta bir ölçüde siyasileşti.
Hele uluslar arası müsabakalar ve turnuvalar, eskiden beri siyasî idi.
Meselâ 1990’da dağılmasından önce Komünist Doğu Bloku üyesi ülkelerin olimpiyatlara katılma biçimi ve sebebi neredeyse tamamen ideolojik idi.
Aynı şekilde Hitler Almanya’sının Yavrukurtlar ve sporla dünyaya verdiği imaj da çok etkileyici ve politik idi.
Batı Dünyası bu kötü örneklerden dersini aldı ve işi sıkı tutuyor. Bize son derece normal ve hatta bugünlerde gerekli görünen “asker selâmı” onlarda başka şeyleri çağrıştırıyor ve kendi açılarından haklılar.
Ancak bize de hak vermeleri gerekiyor.
Dünyanın, Suriye’de gerçekleştirilen Barış Pınarı Operasyonu’na ilişkin tavrında belirgin bir belirsizlik var. Kimi öyle kimi böyle. Bu durumun sebebi elbette sadece Türkiye’nin dış politikadaki başarısızlığı da değil.
Sporda belli bir ölçüde siyasete yer verilmesi normal karşılanır ve karşılanmalı. Millî marşlar bile bir yönden siyasidir.
Politik sayılabilecek tavırlarda önemli olan, güvenlik açısından kışkırtıcı bir durumun olup olmadığı ve centilmenlik ilkelerine aykırılık bulunup bulunmadığı.
Bu açıdan bakıldığında ise bu soruşturmanın herhangi bir olumsuz sonucunun olmayacağı anlaşılıyor. Galiba tartışıp yorulduğumuzla kalacağız.