"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suimisal hastalığı ve emsal ihtiyacı

Ahmet BATTAL
29 Ocak 2015, Perşembe
Cumhurbaşkanının kabineye başkanlık etmesini “sisteme uygun” ve “olağan” görmekle yetinmeyip başkalarına da olağan göstermeye çalışan fanatikler son yazımıza yorum yapmadılar.

Darıldılar her halde!

Bizde bir söz vardır; “darılan darı ekmeği yisin” derler. Biz işimize bakalım. Yani kendi doğrularımızı yazıp söylemeye devam edelim. 

O internet okuyucularımızın tek eleştirisi şu: 

“Siz Erdoğan’a itiraz ediyorsunuz, ama Sezer, Demirel ve Özal da cumhurbaşkanı olduğunda aykırı şeyler yapmıştı.”

Yani “başka kötü örnekler de var, o halde bu kötü örnek çok da kötü bir örnek değil diyebiliriz” demek istiyorlar. 

Bu bir hastalık: Suimisal hastalığı. 

Oysa her akıl ve vicdan sahibi bilir ki; suimisal emsal olamaz. Yani kötü örnek örnek değildir. Ya da kötüden örnek olmaz. 

İlla örnek lâzımsa –ki bizce de lâzımdır- iyi örnekler bulunabilir. Ya da, bilhassa iyi örnek bulamayan için, pes etmek de bir erdemdir. 

“Erdoğan iyi bir cumhurbaşkanı olabilir” diye düşünen Erdoğan taraftarları eleştiriye de açık olmalı. Eleştiriye kapalılık kendini beğenmişliğin göstergesidir. 

Bizim iyi niyetli eleştirilerimiz Erdoğan’ın kulağına gitmeyebilir. Ama dostlarının okuduğu kesin. 

O dostlar “gerçekten dost” iseler, eleştirilerimizi iyi niyetle kendisine ulaştırırlar. Erdoğan da alır, okur ya da dinler. Beğenir veya beğenmez. O ayrı mesele. 

Eleştirinin intikalinde basit bir ölçü niteliği de var: Erdoğan’ın dostları onun hakikî ve samimî dostu iseler bizi eleştirmekle yetinmezler, eleştirimizi de muhatabına iletirler. 

Erdoğan da -biraz da olsa- demokrat ise eleştirileri dinlemeye tahammül eder. 

Eleştiriye açık ve muhalefete hazır olan ve hatta muhalefetini destekleyebilen iktidar olmak zor mudur? 

Zordur, ama gerçek demokratlık da budur. 

“Nerede böyle demokratlar” diyenlere cevap: 

Böyle demokratların var olmasına imkân var mı? Evet. 

Bu hakikî ve samimî demokratlar niyet ve irade olarak varlar mı? Evet!

O halde “neredeler” sorusu anlamlı değil.

Sorulması gereken şu:

“Demokratları yeniden, daha kalıcı ve daha kaliteli biçimde ortaya çıkarabilmek için bana düşen nedir?” 

Madem istibdattan hepimiz zarar görüyoruz. O halde tam demokrasiyi ve hakikî demokratları hepimiz istemeliyiz. 

Okunma Sayısı: 3209
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Adem KOCABAS CİDDE

    29.1.2015 23:20:10

    Siz AK Partinin demokrat olamayacağını soyleyip ve de oy vermeyerek gereğini yapıyorsunuz, ondan sonra da AK Parti neden demokrat olamıyor? diye sorgulamaya kalkiyorsunuz. Hic hakkımız yok sorgulamaya, çünkü ayni önyargı rahmetli Erbakan hoca zamanında da vardı, halen de devam ediyor. Bütün sagduyu sahipleri Erdogan'in yaninda, ülkenin ve islaminaleyhinde olanlar karsisinda, bu ayen ve beyan ortada, tevile ihtiyaç yok. Çalmış olsalardi, bu yollar, hastaneler, tokiler, barajlar, universiteler,köprüler,metrolar,hava alanlari,tüp geçitler v,s, saymakla bitmeyen yatırımlar hem de İMF kovulmusken nasıl yapılabilirdi?

  • Muhammed Nur Anbarlı

    29.1.2015 19:26:43

    :) Sevgili hocam, sanıyorum düştüğünüz çok temel bir hata ve problem var! O da şudur: Türkiye "parlamenter demokrasi" ile yönetiliyor. Yasama, parlamentoya ait; yürütme parlamento denetiminde; yargı bağımsız.. Fakat bu üç bağımsız erk, millî iradenin üstünde değil! Sizin bence şu soruya cevap vermeniz gerekecek: Değişken modelleri bulunan demokraside (dikkatinizi çekerim, sadece parlamenter demokraside değil), bir Cumhurbaşkanı'nın görevleri ne olabilir, ne olmalıdır, ne olamaz, ne olmamalıdır? Ve elbette, millî iradenin üstünlüğü söz konusu ise, millî irade bir Cumhurbaşkanı'ndan ne isteyebilir, ne isteyemez? Millî irade neyi kendisine hak görür, neyi göremez? Biraz dersimize çalışalım madem! ;)

  • Garib Doğu

    29.1.2015 16:37:58

    Demokratlık kolay mı?Hele bu zaman diliminde.Maddenin putlaştırıldığı bir zamanda demokrat olmak her babayiğidin kârı değil.Riskli bir iş.Ayrıca demokratlık gibi çok önemli kavramlar büyük oranda sulandırıldı.Aşındırıldı.İtibarsızlaştırıldı.

  • Bilal Bozkurt

    29.1.2015 11:57:15

    İnşaallah ahrarlar yeniden ve hakkaniyetle tezahür edecektir. Şedid bir iştiyakla muntazırız...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı