Ama iktidara kim gelirse gelsin veya iktidarda kim olursa olsun, biz elbette memleketin iyiliği için kavlen ve fiilen dua ederiz. 

Bu babda şunları ifade edelim: Seçim sonuçları memleketimiz için inşallah hayırlı olur. 

İktidara ve muhalefete ikaz vazifemizdir. Yapmaya devam edeceğiz. 

SETAV ismindeki Düşünce Kuruluşu, 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra, yeni dönemin adını “Hakim Parti Dönemi” olarak koymak istemişti. 

Biraz da bu maksatla, bu isim altında, dikkat çekici bir araştırma raporu da yayınlamıştı. Raporda AKP’yi etkin parti olarak görmek ve göstermek istiyordu. 

Sonrasında, MHP’nin teklifiyle, ucube bir sistem olarak “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” önce gündeme ve sonra Anayasaya girdi ve şimdi de yürürlüğe girmiş oldu. 

Nasıl uygulanacağını hep beraber göreceğiz.

Şeklen AKP iktidar. Ama MHP koalisyon ortağı. 

Hem de bu ortaklık, bundan sonra, “küçük ama sıkı” MHP’yi değil “büyük ama kimliksiz” AKP’yi korkutuyor ve korkutacak. 

Pazar akşamı seçim değerlendirme konuşmasında Erdoğan’ın endişeli hali ve Bahçeli’nin rahatlığı işte bunu gösteren ipuçlarıyla doluydu. 

Bahçeli, seçim sonuçlarını değerlendirdiği ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” kelamıyla bitirdiği kısa konuşmasında, MHP’nin “kilit parti” olduğunu söyledi. 

Daha da önemlisi, Bahçeli, MHP’nin “denge ve denetleme görevi” yapacağını belirtti. 

Bunu duyan bütün AKP’lilerin elbette uykuları kaçtı, kulakları dikildi.

Bizim ise aklımıza 19 Mart 2017 tarihli “MHP tahterevalli oynatacak” başlıklı yazımız geldi. 

Gerçekten, dünden bu yana, artık tahterevallinin ortasında duran ve iktidara istediğini yaptırmak için ayağını istediği tarafa uzatmakla tehdit eden bir MHP dönemi geldi çattı. 

(Konu ile ilgili olarak 2017 Ocak sonunda yazdığımız “İktidar Olmadan Muktedir Olanlar”, “MHP, Referandum ve Demokrasi” ve “Kim İktidar, Kim Muktedir” başlıklı yazılarımıza da bakılabilir.).

O zaman bizim gördüğümüzü şimdi artık herkes anladı. Önümüzdeki dönem “hakim parti dönemi” değil. “Bildiğimiz AKP iktidarı” hiç değil. 

Ama “onların meselesi” deyip geçemeyiz. Zira bu bir memleket meselesi. 

Peki, bize düşen nedir? 

İzleyelim ve ikaz edelim. 

Meclise girmeyi başaran Demokrat milletvekillerine de düşen budur: Çalışkan olmak, dik durmak, sağlıklı büyümek, ikaz etmek ve yönlendirmek…