"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Taş gibi yumurta!

Ahmet BATTAL
24 Ocak 2017, Salı
Geçenlerde, bir sabah kahvaltısında, kalabalık bir grupla yumurta tokuşturma yarışına girdik.

Bir yumurta vurdu, öbürünü kırdı.

Bir tane daha kırdı. Bir daha!

Ve dedik ki...

“Vay be, taş gibi yumurtaymış”. 

Derken bir daha vurdu ve bu sefer kendisi kırıldı. 

O sırada anlaşıldı ki hiç bir yumurta taş gibi olamaz. Olsa olsa “vurdi vurdi vuruldi” ya da “kırdi kırdi kırıldi” gibi olur. 

Aslında vuran yumurta değildi. Vuran, yumurtayı tutan bir el idi. 

Yani aslında yumurtaları kıran da bir eldi. 

Sorduk kendi kendimize. 

Ya bu yumurtaların arasına “yumurta gibi bir taş” saklanmış olsaydı ne olurdu?

Hep o kırardı. Hiç de kırılmazdı. 

Ama o “yumurta gibi taş”ı da yine bir el tutuyor olurdu. Hem de diğer bütün yumurtaları kırıp yemek isteyen bir el. 

Sahi, aklımıza geldi. 

Anaç tavuğun altından alıp kaynar suda pişiren kimdir acaba, o civciv çıkarmaya aday döllenmiş yumurtaları?

Kim koymuş olabilir o “yumurta gibi taş”ı o zavallı pişmiş yumurtaların arasına?

Ya da kim kırdırıyordur o yumurtaları o taşa ve kim yiyordur acaba o kırık yumurtaların akını-sarısını!

Ve  acaba bazı başka pişmiş yumurtalar “sıra bana ne zaman gelecek acaba” diyerekten tir tir titriyor mudur?

Ya da bazı pişmiş yumurtalar “aman sıra bana gelmesin” diyerek “taş gibi yumurta” sandığı “yumurta gibi taş”ın dibine yatmış mıdır?

Onların ömrü ne kadardır? 

Bu masalı La Fontaine yazsaydı nasıl yazardı?

***

Bu gün 24 Ocak Kararları olarak bilinen ve iktisadî hayatı serbestleştirmeye yönelik atılımlar içeren kararların yıldönümü.

Beş buçuk yıl çalıştığımız Turgut Özal Üniversitesindeki en zevkli muhalefet konumuz.

Zira o Üniversitede, her 24 Ocak geldiğinde, üniversitenin de adına uygun olarak, merhum Özal’ı anma adı altında “24 Ocak kararları ve Özal” başlıklı programlar yapılırdı. 

Biz de her seferinde, mümkün oldukça, bunun bir galat (hata) olduğunu anlatır ve zevkli bir muhalefet yapardık. 

Zira 24 Ocak 1980’de Özal müsteşardı. Adalet Partisi iktidardaydı ve Başbakan da Merhum Demirel’di. 

Dolayısıyla 24 Ocak’ın mimarı siyasetçi Demirel’dir. Özal değil. Bürokrat Özal olsa olsa teknisyenidir.

Siyasette çalma çırpma çok oluyor da. Hatırlatalım dedik...

Okunma Sayısı: 2593
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    24.1.2017 08:55:22

    Hocam ağzınıza sağlık,kaleminize kuvvet,dimağınıza bereket. Masal tadında amma hakikat olarak anlaşılması harika bir tesbit. 24 OCAK KARARLARINI sahiplenen ile şimdi hem dinadaşını,hem yur ve yurttaşını mahvedenin KAHRAMAN kesilmesi nasıl derseniz şahsen şimdi ki 'BOYNUZ KULAĞI GEÇMİŞ,misali derim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı