"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tatsız mevzu, mecburî yazı

Ahmet BATTAL
28 Nisan 2020, Salı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Cuma günü Hacı bayram Veli Camii’nde Cuma saatinde hutbe makamında verdiği Türkçe vaazında “İslâm zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtiliği, eşcinselliği lânetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti” demiş.

Bunun üzerine Ankara Barosu Başkanlığı dahil çeşitli kurumsal yapılar ve bazı gazeteler Başkanın üzerine giderek “nefret söylemi” içine girmekle ve suç işlemekle itham edip savcılara hedef gösterdiler. Ama karşılarında çok büyük ve güçlü bir karşı cepheyi de buluverdiler. 

Erbaş daha önce de konu hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Cinsiyete müdahale eden ve cinsiyetsizliğe dâvet eden çabalar sadece bireyin değil bütün bir neslin felâketini hazırlar. Cinsiyet seçimini kişisel bir özgürlük alanı gibi göstererek İlâhî iradeyi yok saymak, haddi aşma ve kulluktan sapmadır.”

Bu doğruları Diyanet İşleri Başkanı, müftüler, hocalar… söylemeyecekse kim söyleyecek?

Onu suçlamaya kalkmak, hele “kin ve nefret saçmak suretiyle halkın bir kesimini diğerine karşı kışkırtmak” ile suçlamak bırakın hukuka uygun olmamayı, akla ve mantığa dahi aykırı. 

Yanlış yapanlar alınır diye yanlışa yanlış diyemeyeceksek varlığımızın kıymeti nedir.

İşleyenler kızar diye suça suç diyemeyeceksek ceza hukuku düzenine ne ihtiyaç var. 

Lânetlenenler üzülür diye günaha günah diyemeyeceksek biz lânetlenmez miyiz? 

Göstere göstere ahlâksızlık hangi ahlâk sisteminde, hangi dinde, hangi laik devlet hukukunda serbesttir? 

Bilhassa Barolar gibi “aklı başında” kurumsal yapıların bu tür açıklamaları yazan yöneticilerine sormak isteriz:

“Bu da bir cinsel tercih” diyerek bir insanın kardeşiyle ya da çocuğuyla “evlenmesi”ne izin verilmeli mi? Siz izin verir miydiniz? Bırakın bunun fiilen icra edilmesini, bu “fikrin(!)” yayılması için çalışılmasını dahi hoş görebilir misiniz?

Kardeş ile bırakın zinayı “evlenmeyi” bile yasaklardınız. Tartışılmasını bile istemezdiniz. 

Hâlbuki ensesti insanın insanî yönü yasaklar, reddeder. Eşcinsel münasebeti ise bırakın insanın insanî yönünü, hayvanî yönü (bedeni) bile reddeder. 

Daha basit ifadeyle ensest ilişkiyi insanın insanî fıtratı ve vicdanı reddederken homoseksüellik ve benzeri sapkınlıkları insanın hem insanî ve hem de maddî ve bedenî fıtratı reddeder. Yani iki katlı ahlâksızlık.

Bu kadar açık bir sapkınlığa sapan “zavallılara” devletin ne yapacağı ve fertlerin ne diyeceği ayrı konu. Bunu “yaymaya kalkanlar”a ise hep birlikte “dur” demeliyiz. 

Yanlışı yapana belli şartlarla acıyabiliriz, ama yanlışlıktan nefret edeceğiz ve neslimizi de nefret ettirmeye gayret edeceğiz. 

Bunun için yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz. Gelin bu gemiye siz de binin.

Okunma Sayısı: 4626
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sebahattin UNAL

    28.4.2020 20:15:22

    Milletimizin bekasını isteyenler Allahın koyduğu kurallara uymak durumundalar - O konuyu da destek amaçlı yazınızda işlediniz. Allah razı olsun. - Aksi halde çürüyüp gideceğiz. Allah muhafaza. Insanlar hürdürler, ama abdullah olduklarını unutamazlar. Unutan milletler 0 onda bir oranın altına düşüp gidiyorlar. Gelecekteki Emeklilik maaşını ödemek için lazım olan, vergi ödeyen torun bulamıyorlar.

  • İbrahim Ersoylu

    28.4.2020 19:34:06

    Hocam, Selamlar.. Sabah sizin yazınızı okuyunca t24 sitesindeki köşesinde DİB başkanını söz konusu mevzuda eleştiren ve daha önce Hürriyet'te yazmış olan Mehmet Y.Yılmaz'a e mail ile gönderdim. Bize aşağıdaki cevabı yazmış. İbrahim Ersoylu İbrahim Bey, İnsanların kişisel tercihlerine göre kategorize edilmelerini doğru bulmuyorum. Elbette din adamları, dinin gerekleri öyleyse onu söyleyeceklerdir, buna kimin itirazı olabilir? Bunun günah olduğunu vaz etmek başka şeydir. Kolayca tahrik olabilecek ve başkalarına zarar verecek tıynette insanların çok olduğu bizimki gibi toplumlarda bunu söylerken, nasıl ifade ettiğiniz de önemlidir. Din adamına bu yakışır. Ve itiraz ettiğim konu, dine hurafelerin karıştırılmasıdır. Allah, bazı insanlar günaha girdi diye, bütün insanlığa felaket göndermez. Selamlar Mehmet

  • Zübeyir

    28.4.2020 17:57:59

    Tebrikler, yerinde bir yazı. Yüreğimize tercüman oldunuz. Bilimsellik, hukuk diye zırvalayan kesime...

  • erhan

    28.4.2020 15:41:04

    bu ahlaksızlığa bürünmüş, Ahlaksızlığı benimsemiş, ahlaksızları, devletin en üst kademelerinde ağırlamakta bir ahlaksızlıktır. elinize sağlık hocam.

  • A. AYDIN

    28.4.2020 03:01:01

    Yazınızdan dolayı teşekkür ederiz. 🙂 Dinî referanslara zaten itibar etmeyenlere, fıtratın şahitliğiyle cevap vermeniz ve onları çok övündükleri "akla ve bilime" davet etmeniz ne kadar münasip cevap olmuş. Hukuk, ahlâk ve hürriyet sacayakları, kendilerini ve toplumu ayakta tutmak için birbiriyle kolkola olması ve birbirini kollaması gerekir.

  • Gazi

    28.4.2020 02:07:18

    Doğruya doğru diyeceğiz elbette ama keşke diyanet İstanbul sözleşmesi gündeme geldiğinde de aynı açıklamaları yapabilseydi. Çok ama çok gecikmiş bir açıklama ama kimse bu sözleşmeden bahsetmiyor. Sanki sözleşmeyi imzalayanlar uzaydan geldi. Sanki bu sözleşme bütün bu rezillikleri serbest bırakmıyormuş gibi.

  • Hilal

    28.4.2020 00:11:08

    Sayın yazarımız sizi tebrik ederim. Çok güzel benzetmişsiniz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı