Türkiye’den kalkıp batıya ve doğuya seyahat edenler bilirler. Bütün ülkelerde, dinî merkezler, en kutsal günlerinde dahi ziyarete açıktır.
Buda’nın heykeli her gün turistiktir.
Kudüs’teki ağlama duvarına dilediğiniz gün gidip dindar Yahudiler arasında fotoğraf çektirebilirsiniz.
Hatta Vatikan’ı bile dileyen gezebilir. Belki kapalı odaları vardır, ama ana salonlar ve tören meydanları her daim ziyarete açıktır.
Bu ziyaretler belki eskiden dinî muhtevalı idi yani hissetmek için yapılırdı. Ama bu gün daha ziyade görmek amacıyla yapılıyor yani turistik muhtevalı.
Bunun tek istisnası, merkezinde Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’nin yer aldığı Haremeyn-i Şerifeyn adlı iki bölge.
Bu bölgelere gezmek için, görmek için gidilemez. Bu bölgelere sadece Müslümanlar ve sadece hissetmek ve ibadet etmek için gidebilirler.
İki niyet arasındaki fark şu: Gezmek ve görmek için tarafsız da olmak mümkündür. Oysa hissetmek için önce taraf ya da karşı olmak lâzımdır.
Hissedenler taraf da karşı da olabilirler. Hisleri menfi de müsbet de olabilir.
Bu sebeple bir kilisede iki his çatışabilir. Bir turistik camide de iki his çatışabilir.
Oysa Kâbe’de ve Ravza’da iki his çatışamaz. Müslüman olanlar ve olmayanlar bir arada bulunamaz.
Bu durum, bu iki temiz/tahir merkezi diğer bütün dinî merkezlerden farklı kılıyor. Yine bu durum, İslâm’ın taharete verdiği önemin de sembolü oluyor.
Müslümanlar Kurban Bayramlarını bu iki manevî merkezin çevresinde kutluyor.
Mü’minler bu günlerde Arafat’ta gayretle dik duruyor, Mina’da hırsla şeytan taşlıyor, Kâbe’de cezbeyle tavaf ediyor, Safa-Merve arasında ümitle say ediyor, hatta bir yerinde ümidini aktifleştirip herveleye döndürüyor.
Onlara manen dahil olan diğer mü’minler de onlarla birlikte Arefe ve Bayram boyunca her farz namazdan sonra tekbirler getirerek hacıların ibadetine teşrik için ve hislerine iştirak için say ediyor.
Araya turist girmiyor. Turistik manzara girmiyor. Turistik niyet de girmiyor.
Kalpler saf ve temiz halde zikre dahil oluyor.
Elbette hacda siyaset de ticaret de var. Ama asıl mesele bunların da sırf Allah rızası için yani ihlâsla ve ibadet niyetiyle yapılmasında.
İşte bu günler o ihlâs dolu günlerdir. Arefesini beş yüzer ya da biner ihlâslarla doldurabilenler bu sebeple bahtiyardır.
Turizme kapalı Bayramınız mübarek olsun.