Siyasette bu gün geldiğimiz noktanın önemli köşe taşlarından biri, malûm “üç dönem kuralı.”
AKP’nin kuruluşunda icat edilen bu kurala göre, siyasette üç dönem aktif olanlar bir dönem kenara çekilecekler, sonra dilerlerse yeniden yarışa gireceklerdi.
Bu kural “slogansever” herkesin hoşuna gitmişti. Zira AKP bu sayede “kişilerle bağlı olmayan bir hareket” imajı vermişti.
Bu imaj sun’î AKP rüzgârının en büyük güç kaynağı oldu.
Bir de “muhafazakâr Demokrat”lığın romanvarî kitabı yazdırıldı ve başrollere AKP konduruldu. Bu roman kahramanı da rüzgârı fırtınaya çevirdi…
Ve “seçim başarısı” kaçınılmaz (!) oldu.
Ancak bu “sihirli başarı”nın üç vakte kadar bozulacağı da açıktı. Anlayan anlıyordu.
Üç dönem kuralının işletileceği vakte yaklaşılınca büyü bozuldu, boya döküldü, foya ortaya çıktı.
Üç dönem kuralının ürettiği AKP’nin üç büyük adamından ikisi Abdullah Gül ve Bülent Arınç “kenara çekildi”.
Üçüncü ve en büyük (!) adamı olan Erdoğan ise, diğerlerinin de omuzuna basarak kendisini “yukarı” ittirdi.
Ama yukarı denilen makamın yukarılığını kâfi görmeyen Erdoğan, şimdi de taraftarlarının ve karşıtlarının gücünü kullanarak, “yukarı”yı daha yukarıya ittirmeye çalışıyor. “Az yetkili, ama sorumsuz” cumhurbaşkanlığı makamını beğenmiyor ve “çok yetkili ve hiç sorumsuz” bize özgü başkanlık hayali kuruyor.
Geçiş süreci için başbakanlık makamını şeklen emanet ettiği Davutoğlu’nu da AKP’nin eski çekirdek üçlüsünün birinci adamı olarak gösteriyor.
Böylece “üç dönem kuralı” aşama aşama değişiyor. Kimine aynen uygulanıyor. Kimi muaf kalıyor.
Yine böylece bu günlerde Ankara’da üç dönem kuralı başka bir anlama daha geliyor: Üç başı dönen kuralı.
“Birinci başı dönen” Bülent Arınç, bir Melih Gökçek’e v.s. bir de Erdoğan’a bakıyor; başı dönüyor.
“İkinci başı dönen” Davutoğlu, bir Abdullah Gül’e ve bir de Erdoğan’a bakıyor. Onun da başı dönüyor.
“Üçüncü başı dönen” de zavallı AKP seçmeni, hatta asıl başı dönen o:
Kenara çekilenlerin noksan samimiyetine bakıyor, şaşıyor.
Yukarı iteklediği Erdoğan’ın kızgın-hırçın haline bakıyor, korkuyor.
Erdoğan’ın yerine gelen Davutoğlu’nun şaşkınlığına bakıyor, başı dönüyor.
“Biz demiştik” diyenlere gelince…
Onlar “hani AKP ekip hareketiydi, nerede ekip; lideri giderse çökecek ekipten ekip mi olur, iktidarı bitince bitecek olan partiden parti mi olur; biz dememiş miydik” diyorlar.
Ve, “biz demiştik”çiler, bir kere daha haklı çıkıyorlar, bütün “başı dönen”lere inat!