"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üniversiteyi boğan çevre

Ahmet BATTAL
24 Haziran 2020, Çarşamba
Dünkü yazımızda Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nun üniversite yönetimlerinin yeniden yapılandırılması konusunda hazırladığı rapordan söz ettik.

Raporda yer alan önemli hususlardan biri üniversite yönetimine dışarıdan katkı sağlamaya yönelik atılabilecek adımlar.

Bir ildeki üniversitenin senatosunda ilin valisinin, belediye başkanının, meslek birliklerinin başkanlarının ve sair önde gelen kişilerin katılması elbette faydalıdır. Üniversitenin bir tematik üniversite olarak yapılandırılmış olması halinde konuya özel diğer ilgililerin de orada bulunması elbette gayet güzel olur. Çok sesliliği sağlar, var olana katkı yapar.

Bu konu esasen Batıdaki örneklerinden dolayı iyi bilinen ve öteden beri konuşulan bir konu.

Ancak bu işi düşünenler gerçekten iyi niyetli iseler çok sesliliği gerçekten sağlayacak diğer tedbirleri de almalılar.

Sanıyoruz bu konuda görev YüksekÖğretim Kurulu Başkanlığı’na düşüyor.

Şöyle:

- Üniversitelerin özerkliğini fiilen de güvenceye bağlamalılar. Rektörlere “seni ben atadım, sen benim bürokratımsın, harcadığın parayı da ben veriyorum, istediğimde de görevden alırım” diyen cumhurbaşkanlarını engelleyecek tedbirleri almalılar.

- Ayrıca yönetim kurullarında ve senatolarda “ben rektörüm, sırtım cumhurbaşkanına dayalı, ben ne dersem o olur” diyen rektörleri görevden almalılar ve bu türden rektörlerin atanmamasını sağlamalılar.

- Yönetim kurullarının ve bilhassa senatoların “oy birliğiyle” aldığı kararların kendiliğinden geçersiz olduğunu baştan karara bağlamalılar. Şaşırtıcı olabilir. 

İzah edelim: Çok sesliliğin gerçekten var olduğunu oy çokluğu gösterir. Hele onca özgür ve âkil adamın bir araya geldiği bir kurulda, hele netameli konularda oy birliği ile karar alınıyorsa orada müzakere kültürü yok demektir. Orada itiraz etmeye cesaret edeni bastıran bir baskı ve tehdit unsuru var demektir. Orada demokrasinin d’si kalmamış demektir. Bilimsel özerklik buharlaşmış demektir…

Çok şey mi istedik?

***

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne,

Pazar akşamları Beypazarı’ndan ve Ayaş’tan Ankara’ya dönen tatilci-piknikçi sürücülerin bir talebini size iletmek istiyoruz.

Yeşildere Mesire Alanı yakınlarındaki yol çalışması sebebiyle trafik geçici olarak iki yönde de tek şeride düşürülmüş. Bunun sonucu olarak da bir saatlik yol üç saatte geçilir olmuş. Trafik polislerinin ve diğer yol işaretçilerinin yardımıyla neredeyse boş olan gidiş şeridi dönüş şeridine katılır ve böylece şeridin ikisi de belli aralıklarla dönüş şeridi haline getirilirse bir parça rahatlama sağlanabilirmiş.

Biz sadece aktardık.

Okunma Sayısı: 2417
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı