"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vitrini koruma zorluğu ve çareleri

Ahmet BATTAL
18 Mayıs 2017, Perşembe
Vitrin süslüdür. Güzel imaj verir. “Albeni” der. Vitrinde her şey olmaz, en güzeller, en alımlılar olur.

Vitrin mevsim be mevsim (zamanı geldikçe) yenilenir, güncellenir.

Hatta konfeksiyon mağazası gibi yerlerin vitrinini, bedeli mukabilinde uzmanı düzenler.

Ama en zoru şudur:

İşletmeci akşam vitrinini güzelce düzenler. Kapılarını kapatır, çıkar…

Sabah gelince bir de bakar ki birileri vitrinin camına dışarıdan bir şeyler yazmış ya da yapıştırmış. Gelip geçenler de vitrinde ve dükkânda gerçekte ne olduğunu değil, camın dışında ne olduğunu görerek geçmektedir.

Elbette can sıkıcı bir durum. Kötü bir imaj.

O zavallı esnaf hemen eline temizlik malzemesini alır ve vitrininin dışını bir güzel temizler. Ama aynı zamanda dersini de almıştır.

O esnaf sonraki gün sabah işe daha erken gelir. Zira bilir ki, yine birileri, bir kıskançlık, bir düşmanlık ve hatta hıyanet yapmış ve onun tertemiz vitrinine çamur sıvamış olabilir.

Bilir ki, bu birileri; hakkına razı olmayıp hır çıkarmış ve sonra da ayrılmış olan eski ortak da olabilir, karşı komşunun çiğ süt emmiş çocuğu da. Hatta para ile tutulmuş bir çamur tetikçisi bile olabilir…

Bilir ki gece vitrinin dışına atılan o çamuru da kimse görmeden temizlemek gerekebilir.

Tedbir işte budur; erken kalkmak. Yoksa dükkânı kapatmak çare değildir. Vitrini kapatmak da çözüm olmaz. Çünkü bu iş vitrinsiz olmaz.

Başka bir örnek: İnternetten e-ticaret yapan satıcı, web sitesinin giriş sayfasını vitrin yapar, kendi fikrine ve gönlüne göre güzelce tasarlar.

Ama bir düşman hacker şifreyi çalar ya da kırar, o vitrin sayfayı baştan aşağıya kadar rezillikle boyar.

Web sayfasını vitrin düşmanlarının saldırısından korumak isteyen kişi de çeşitli tedbirler almak zorundadır.

Elhasıl…

Vitrini korumak zordur, zahmetlidir.

Bazıları “vitrinimiz olmasın, rahat edelim” diyorlar.

Derdi hizmet değil de “rahat etmek” olanın dükkânı da olmaz cevheri ve mücevheri de.

Başkalarının yükleyebileceği olumsuz imajdan kaçınmak adına, ama aslında “rahat olma” isteği ile ya da “zarar görmeme” arzusu ile “sırra kadem basmak” en azından ayıptır.

Hem de bu davranış ne “sırren”dir, ne de “tenevveret”!

Birinin vitrininin dışını birileri kara çamur ile boyadığında kabahat vitrinin sahibinde değildir. Boyayanlardadır.

Kabahatin büyüğü de vitrin sahibinin vitrinini korumasına ve temizlemesine yardımcı olmayıp, hatta bu gayreti görmezden gelip o kirli boyayı kendi zihninde kalıcı hale getiren ve başkalarına da yayandadır.

Zira o, “ben dostum” da dese, kara çalmaya teşne olduğunu gösteren bu inadıyla, aslında “çamur atan”a destek olmuş demektir.

Böyle dost düşman başına…

Okunma Sayısı: 2858
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ö.Faruk YILDIZ

    19.5.2017 05:59:23

    O vitrine alarm ve vitrine bakan bir kamera takılsa hem vitrin kirlenmez hem de zihnimiz. Buradaki anahtar kavram "müfritane irtibat"tır. O alarm telefonumuzdur, vitrine bir müdahale olduğunda öter. O kamera ise gözümüzdür, vitrini gözler ve etrafındadır.

  • Özcan Erkiş

    18.5.2017 12:21:22

    Sayın Battal, şahsa veya şahsı manevilere âdeta "bana dokunmayan süreç bin yaşasın! " dedirtecek tarzda, "vitrin" ve "imaj" değişikliği yaparak "esnaf"lığa devam edenler, uyanıklık yaptıklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Herşeyin farkındayız. Yeni Asya'nın hakkaniyetli tavrıyla "açığa düştüler!" haberleri olsun. Siyasî tarafgirlikte "alenen" ama mazlum söz konusu olunca "sırren "öyle mi? Çok özür dileyerek söylüyorum:Yemezler! Vitrine koydukları uhuvvet ve muhabbet, ittihad ve tesanüdü haramilere kaptırdılar. Yerine ne koyarlarsa koysunlar artık "müşteri" çekmeleri çok zor. Çünkü "müşteri itimadını" ciddi anlamda kaybettiler. Yanlış anlaşılmasın, kaybeden kendileri, "mukaddes mal" olan hakâik-i imaniye ve İslâmiye değil. Ona müşteri her vakit vardır.

  • cemal.ozkaya

    18.5.2017 08:36:17

    ifade ettiğiniz manaları maalesef bizlerde yaşıyoruz. siyaset ve tarafgirlik marazı diğer nur kardeşlerimizle aramızı bu sefer çok bozdu. bu bozulma bana öyle geliyor ki 80 ayrılığına da benzemiyor 28 şubattaki fikir ayrılığımıza da benzemiyor. 90 lardaki kuvayi milliye ayrılığınıda benzemiyor. risalei nurun etrafındaki surlar yıkıldı risale nur kendini savunuyor şimdi. içindeki hakikatler tam açığa çıkmış durumda. kuranın icazı nasıl onun zırhı olduysa risalelerdeki konuşan yalnız hakikattir prensibi onun zırhı oldu. vitrindekiler gölge etmesin yeter.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı