"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaptığı yapacağının teminatı, aman dikkat!

Ahmet BATTAL
19 Mayıs 2018, Cumartesi
Kıdemli siyasetçilerin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır ve bu kural Erdoğan için de geçerlidir.

* Meselâ sık sık düşman değiştirmiştir. Yeniden seçilirse yine değiştirecektir. Oysa düşmanı sık değişenin dostluğuna güven olmaz. 

Ey Erdoğan’ın dindar dostları, bizden söylemesi, her an sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. 

* Meselâ sık sık politika değiştirmiştir. Pür liberalizmden soft sosyalizme kadar kayabilmiştir. 

Ey Erdoğan’ın liberal dostları, o çok önem verdiğiniz hürriyetler sizin bile elinizden gidebilir. Bizden söylemesi.

* Meselâ dış düşmanların isimleri habire değişmiştir. Yakın zamanda yine değişebilir. 

Ey istikrar arayan ihracatçılar, ithalatçılar, beklentinizi yüksek tutmayın, her an her şey olabilir. Burası –şimdilik- AKP Türkiye’si!

* En önemli meselâ da şu: 

Erdoğan koskoca devleti tek adam olarak yönetmeye meraklıdır, isteklidir. 

O kadar ki, milletin iradesinin tecelli yeri olan ve milletin seçtiğini varsayacağınız Meclisi bile dilediği kadar ve dilediği gibi çalıştırmaya hazırdır. 

Son örnek de net şekilde gösteriyor ki, bu güne kadar hep böyle yaptı. Bundan sonra da böyle yapacaktır. Emin olabilirsiniz. 

Ne yaptı?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adıyla uydurulmuş bir siyasî sistemi (daha net ifadesiyle çarpık bir tek adam rejimini) içeren anayasa değişikliğini 16 Nisan 2017’de millete oylattı, aynı gün akşam Yüksek Seçim Kurulu’nun önünden atı aldı, hakemin düdüğünü bile beklemeden, su üstünden yürüyerek ve saman altından su yürüterek Üsküdar’a kadar gitti! 

O değişikliğe göre bu TBMM çalışıp uyum kanunları çıkaracaktı, olmadı, oldurulmadı.

Seçim getirildi, çattırıldı ve kanun koyma iradesi milletten ve vekillerinden kaçırıldı. 

Kanunla yapılması beklenen ve gereken bu iş için KHK çıkarmak üzere Meclis’ten bir maddelik yetki kanunu çıkarttırıldı, Cumhurbaşkanı yetkiyi kendisi üzerine aldı ve seçimi bahane ederek Meclisi tatil etti. 

Şimdi yeni sistem için KHK çıkaracak. Ama ne yazacağını tesbit etmek için de anketlere ve gidişata bakacak. 

Kendisini gidici görüyorsa gelenin elini kolunu bağlayacak bir KHK rejimi için çalışacak. Kendisini kalıcı görüyorsa aksine tek adamlığını pekiştirmek için nasıl bir düzen lâzımsa onu yazacak. 

Ey 16 Nisan “evet”çileri! Sorumuz size:

Hani tek adam olmayacaktı? 

Hani sadece güçlü yürütme ve güçlü cumhurbaşkanı olacaktı?

Hani TBMM cumhurbaşkanını denetleyecekti?

Şimdiki AKP Meclisi şimdiki cumhurbaşkanını denetledi mi ki, gelecekteki denetlesin! 

Şimdiki AKP Meclisi yetkisine sahip çıkabildi mi ki, gelecekteki denetlesin!

T A M M A M, yeter! Söz milletin ve meclisinin olsun artık. 

Okunma Sayısı: 5919
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    19.5.2018 09:35:03

    Gider ayak Meclise dolayısıyla milli iradenin tabutuna çakılan son çiviyi sökecek irade de 24 Haziran'da tecelli edecek olan parlamenter, demokratik hukuk devletine inanan, esas "söz sahibi" milletin iradesi olacaktır. Hepimiz biliyoruz ki, bütün gayret ve himmetini (millet iradesine değil de) tek şahıs üzerine bina etmek isteyen iktidar cenahı öyle kolay kolay buna razı olmayacaktır. Muhtemelen, bir takım akla gelmez alicengiz oyunlarıyla (ki 16 Nisan'da yaşadığımız gibi) neticeyi ve ibreyi tek adam yönüne çevirmeye çalışacaklardır. Sonrası malum: OHAL olağan yeni rejim, KHK da Meclis yerine ikame edilerek yeni tekçi sisteme merhaba diyeceğiz. Bunları bilmek için müneccim yahut uzman veya stratejist olmaya gerek yoktur. Bu ülkede yaşıyoruz ve gidişatı yakından takip ediyoruz. Hem görünen köy kılavuz istemez, derler. Pişmanlık güzeldir lakin "son pişmanlık fayda vermez."

  • Gündüz Alp

    19.5.2018 09:21:16

    Sayın Battal, "dindar iktidar" argümanına sımsıkı adeta can simidi gibi sarılan "dindar" taraftarlarına, anlayacakları dilden o kadar çok yazı yazdınız ki. Hâlâ anlamamakta ısrar etmeleri bir şeye işaret ediyor: Yüksek dozda siyasi narkoza maruz kalmış olmaları. Şahsi kanaatim uyanmaları "tek adamlık rejiminin sabahında" olacaktır. Şimdilik "fecr-i kazip" yaşayan bu topluluk "fecr-i sadık" ta uyandığında çoktan "atı alan Üsküdar'ı geçmiş olacak." Ve elbette bu ülke ve millete de yazık emiş olacaklardır. Onun için dua, temenni ve ümidimiz, 24 Haziran tarihinden önce narkozdan uyanmaları, millet menfaatine olmayan tekçi, dayatmacı, diktacı sisteme gidişe mani olmaları yönünde bir irade ortaya koymalarıdır. Nasıl ki geç gelen adalet, adalet değildir, bunun gibi menfi bir neticeye sebep olacak menfi bir kararın sonunda da pişman olmak bir işe yaramayacaktır. Menfaatimiz, milletin ve Meclisin hakimiyetindedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı