Kıdemli siyasetçilerin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır ve bu kural Erdoğan için de geçerlidir.
* Meselâ sık sık düşman değiştirmiştir. Yeniden seçilirse yine değiştirecektir. Oysa düşmanı sık değişenin dostluğuna güven olmaz.
Ey Erdoğan’ın dindar dostları, bizden söylemesi, her an sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.
* Meselâ sık sık politika değiştirmiştir. Pür liberalizmden soft sosyalizme kadar kayabilmiştir.
Ey Erdoğan’ın liberal dostları, o çok önem verdiğiniz hürriyetler sizin bile elinizden gidebilir. Bizden söylemesi.
* Meselâ dış düşmanların isimleri habire değişmiştir. Yakın zamanda yine değişebilir.
Ey istikrar arayan ihracatçılar, ithalatçılar, beklentinizi yüksek tutmayın, her an her şey olabilir. Burası –şimdilik- AKP Türkiye’si!
* En önemli meselâ da şu:
Erdoğan koskoca devleti tek adam olarak yönetmeye meraklıdır, isteklidir.
O kadar ki, milletin iradesinin tecelli yeri olan ve milletin seçtiğini varsayacağınız Meclisi bile dilediği kadar ve dilediği gibi çalıştırmaya hazırdır.
Son örnek de net şekilde gösteriyor ki, bu güne kadar hep böyle yaptı. Bundan sonra da böyle yapacaktır. Emin olabilirsiniz.
Ne yaptı?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adıyla uydurulmuş bir siyasî sistemi (daha net ifadesiyle çarpık bir tek adam rejimini) içeren anayasa değişikliğini 16 Nisan 2017’de millete oylattı, aynı gün akşam Yüksek Seçim Kurulu’nun önünden atı aldı, hakemin düdüğünü bile beklemeden, su üstünden yürüyerek ve saman altından su yürüterek Üsküdar’a kadar gitti!
O değişikliğe göre bu TBMM çalışıp uyum kanunları çıkaracaktı, olmadı, oldurulmadı.
Seçim getirildi, çattırıldı ve kanun koyma iradesi milletten ve vekillerinden kaçırıldı.
Kanunla yapılması beklenen ve gereken bu iş için KHK çıkarmak üzere Meclis’ten bir maddelik yetki kanunu çıkarttırıldı, Cumhurbaşkanı yetkiyi kendisi üzerine aldı ve seçimi bahane ederek Meclisi tatil etti.
Şimdi yeni sistem için KHK çıkaracak. Ama ne yazacağını tesbit etmek için de anketlere ve gidişata bakacak.
Kendisini gidici görüyorsa gelenin elini kolunu bağlayacak bir KHK rejimi için çalışacak. Kendisini kalıcı görüyorsa aksine tek adamlığını pekiştirmek için nasıl bir düzen lâzımsa onu yazacak.
Ey 16 Nisan “evet”çileri! Sorumuz size:
Hani tek adam olmayacaktı?
Hani sadece güçlü yürütme ve güçlü cumhurbaşkanı olacaktı?
Hani TBMM cumhurbaşkanını denetleyecekti?
Şimdiki AKP Meclisi şimdiki cumhurbaşkanını denetledi mi ki, gelecekteki denetlesin!
Şimdiki AKP Meclisi yetkisine sahip çıkabildi mi ki, gelecekteki denetlesin!
T A M M A M, yeter! Söz milletin ve meclisinin olsun artık.