"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargı bağımsızlığı ve HSK

Ahmet BATTAL
20 Ekim 2018, Cumartesi
Bazen bir örnek bir kümeyi ölçeklemeye yeter.

Bugün yazacağımız örnek de böyle. Yargının bağımsızlığı hususundaki tenkitlerimizin haklılığını gösteriyor ve hükmümüzün doğruluğunu teyit ve tesbit ediyor. 

Şöyle: Geçenlerde Zekeriya Öz meselesi ile ilgili olarak, “Zekeriya Öz FETÖCÜ değildir” mealinde bilgi içerdiği ve HSYK’dan çıktığı iddia edilen bir resmî yazı bilgisi medyada yer aldıktan sonra Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz maddî hatadan kaynaklandığı anlaşılan bu basit meseleyi izah sadedinde basına konuşmuş.  

Yılmaz konuşmasında öncelikle, darbe öncesinde yüz elliye yakın hâkim ve savcıyı, darbeden sonra da dört bin hâkim ve savcıyı hiç tereddüt etmeden ihraç ettiklerini belirtmiş.

Ardından da “Konu Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ise en son sorgulanacak kurum HSK’dır.” demiş. 

Şimdi biz soralım (haddimiz değil, sorgulamıyoruz, sadece soruyoruz): 

Yasama ve yürütmeden bağımsız olduğu Anayasada eskiden beri yazılı olan yargı organının en üst otoritesi kim ya da kimlerdir? 

Yargı organının ana omurgası olan mahkemeler sorgulanan bir kurum mudur, yoksa sorgulayan bir kurum mudur? 

Mahkemelerin hâkimlerinin ve savcılarının nihaî denetçisi durumundaki HSK sorgulanan bir kurum mudur, yoksa sorgulayan bir kurum mudur?

HSK’nın sorgulanması şeklinde bir kavram Anayasada var mıdır?

Anayasa HSK’nın sorgulanmasından söz etmiyorsa, HSK kim tarafından sorgulanmakta olabilir?

Eğer HSK’nın, başında partili cumhurbaşkanının bulunduğu yürütme organı ve bilhassa onun başı olan cumhurbaşkanı tarafından sorgulanacağı düşünülüyorsa bu sorgulama Anayasadaki kuvvetler ayrılığı ilkesine ve yargı bağımsızlığına uygun mudur? 

Eğer “HSK’nın sorgulanması” ile yasama organı olan TBMM tarafından yönlendirilmesinden söz ediliyorsa, bunun da yolu yöntemi yine Anayasada bellidir. Meclis yargıyı ancak Anayasa ve kanun düzeyinde değişiklik yaparak şekillendirebilir ve yönlendirebilir. 

Eğer HSK Başkanı yukarıya aldığımız cümlesiyle yasamanın ve yürütmenin yargıyı sorgulama ihtimalinden söz etmiyorsa, akla gelen son ihtimal, dördüncü kuvvet olarak da ifade edilen –ve cumhurbaşkanınca hafife alındığını geçen haftalardaki bir yazımızda naklettiğimiz- basın tarafından sorgulanmaktır. 

Ancak demokrasilerde basın yürütmeyi sorgular ve yasamayı yönlendirir. Yargıyı “sorgulamak” ise basının işi ve haddi değildir. (Buna rağmen yaparsa yargılamaya müdahale suçunu işlemiş olabilir). 

Aksi halde “basını ele geçirenin şerifi de ele geçirdiği” bir “Vahşi Batı” halinden söz etmeye başlamış olmaz mıyız?

Yoksa şimdi “o halde” miyiz?

Hâlbuki OHAL’den bıktık/çıktık sanıyorduk!

Vahşilikten çıkalım ve medenî olalım, zulümden uzak duralım ve adil olalım. 

O zaman Batı da, Doğu da bizimdir…  

Okunma Sayısı: 3597
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı