"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya’ya rakip misiniz, refik mi?

Ahmet BATTAL
31 Ekim 2017, Salı
Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz 24.10.2017’de köşesinde bir alıntı paylaştı.

Paylaştığı yazı elli sene önce yayına başlayan haftalık İttihad Gazetesinin Mart 1970 sayısında yani Yeni Asya’nın yayın hayatına başlamasından önceki hafta yayınlanmıştı. 

Merhum Mustafa Polat’ın bu önemli yazısı Yeni Asya’nın amaç ve ilkelerini bildiriyordu. 

Yazının her tarafı elbette mühim. Ama aşağıya aynen aldığımız kısmı bizce özellikle önemli:

***

“Bizler İttihad’ı çıkarırken de belirttiğimiz ve zaman zaman da tekrarladığımız gibi, herhangi bir İslamî gazete ile rekabet etmek için bu yola başvurmuş değiliz. Hiçbir İslamî gazetenin yerini almak yahut darbelemek için de çalışmıyoruz. Böyle bir niyet, bir maksat asla taşımadığımız gibi, esasen Müslüman olmamız hasebiyle taşımamıza da imkân ve ihtimal yoktur. 

“Yeni Asya’nın intişarına bu noktadan bakmak mecburiyeti vardır. Bizden evvel çıkan İslamî gazetelerin yaşamasını ve gelişmesini, hem de en mükemmel bir şekilde çıkmalarını samimi olarak ister ve temennî ederken, bizden sonra çıkacak olan, davası İslâm olan bütün neşir organlarının da gelişip kuvvetlenmesi ve matbuat içerisinde yerlerini ve mevkilerini doldurması temennîsindeyiz. Rekabet hissinden son derece uzağız. İslamî hareket ve faaliyetlerin desteklenmesinden başka bir maksat ve gayemiz yoktur.”

***

Lütfen şu cümleyi yeniden düşününüz: “Rekabet hissinden son derece uzağız”.

Anlamak için hatırlayalım: Eski gazetecilik literatüründe ve hatta gazeteciliğin geleneğinde bir anahtar kelime var. Gazeteler birbirlerinden bahsederken “refikimiz” derlerdi.

Her bir gazete, diğerini, kendisinin rakibi olarak değil refiki/refakatçisi olarak görür(dü).

Zira gazetecilik murakabedir, gazeteler murakıptır. Gazetelerin maksadı rekabettir. Ama bu rekabet “birbiriyle rekabet” değildir. 

Gazetelerin görevi siyasî ve sosyal hayatı murakabe edip denetlemek ve ikaz ve irşad etmektir. 

Siyasetçiyi sözüne sadık kalmaya zorlamak gazetenin görevidir. 

Bürokratı hukukun içinde kalarak çalışmak konusunda yani kanuna uygun biçimde kamu hizmet görmek hususunda ikaz etmek gazetecinin görevidir. 

Dolayısıyla gazeteler birbirinin rakibi değil sadece refikidir yani refakatçisidir. 

Yine dolayısıyla, gazeteciler, siyasetçilerin uçaklarına da binseler onlara “refakat” etmezler, onları murakabe ederler. 

Üniversitelerin gazetecilik ve halkla ilişkiler bölümlerinde derslerde bunlar anlatılıyor mu bilemiyoruz?

Yoksa iletişim hocaları derslerde tahtaya bir yuvarlak çizip içini de dilimleyip “Bu pastadan siz küçük bir dilim alıyorsanız başkası çok alıyordur, rakiplerinizi geçmelisiniz, bunun için ne lazımsa yapmalısınız” mı diyor? 

Medya “sektörü”, “tam rekabetçi” bir “piyasa” mıdır, yoksa bir kamu hizmeti aracı mı?

İşte Yeni Asya’nın bu sorulara cevabı kırk sekiz yıl önceki o güzel yazıda gizli.

Okunma Sayısı: 3618
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp

    31.10.2017 10:41:45

    Matbuat aleminde matbuat lisanı ile hak ve hakikati ilan ve neşreden Yeni Asya'yı siyasete "murakıp" millete "refik"tir biliyoruz. Buna mukabil, şu dönemde medyanın kahir ekseriyetinin siyasete refik, millete rakip bir vaziyet alması, medyayı asli gayesinden ve hizmetinden uzaklaştırmıştır. Belki de süreci uzatan ve ağırlaştıran da medyanın, bahsini ettiğiniz bu "refik-refakatçi" ve "rakip-murâkabe" vazifesinin aksine bir vaziyet almasındandır. Artık bugün Yeni Asya ve emsalini tenzih ederek diyebiliriz ki, bir kısım medya, kamu hizmeti gören bir araç olmaktan ziyade paranın, gücün, otoritenin, iktidarın temsilcisi konumundadır. Hak, hukuk, adalet gibi mülkün temeli olan hususların göz ardı edilmesinin bir sebebi de işte medyadaki bu eksen kaymasıdır. Güzel ve faydalı yazınız için teşekkürler.

  • Abdullah TUNÇ

    31.10.2017 07:11:26

    Mebde ile intihayı birleştirmek işte buna denir. Yani başlangıç ile sonu birleştirmek.İlk çıktığı günden bugüne kadar aynı çizgiyi takip etmek,aynı gaye ve hedef çerçevesinde hizmet etmek,inhiraf etmemek,kararlı ve istikametli gitmek,kanaatıma göre bu hal bir inayet-i İlahiyeden başka bir şey değildir.Bir lutfu Rabbanidir.Bir himayeti rahmandır. O kadar çok dahili ve harici,manilere rağmen,ayakta kalmak, bütün menfi şartlara rağmen iman ve Kur'an hizmetine devam etmek basit bir olay değil. İnayet-i Rabbaniyerden başka bir şeyle izah etmek mümkün değildir. Bunun için ne kadar şükretsek azdır. Rabbim kıyamete kadar bu halis hizmeti devam ettirsin.Amin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı