"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yumurta mı tavuktan, civciv mi yumurtadan...

Ahmet BATTAL
25 Temmuz 2015, Cumartesi
Toplumda iman zafiyeti de ahlâk zafiyeti de var. Bunu herkes görüyor.

“Sebebi nedir” sorusuna ise iki bakış açısıyla cevap veriliyor.

Sıradan ve olağan bakış açısı şöyle diyor...

İman ve ahlâk zaafı birbirini tetikliyor. “Biri sebep diğeri sonuç” durumunda değil.

Yani aralarında “tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan” sorusundaki gibi bir ilişki var. İman ve ahlâktan her ikisi birbirine bağlı.

Böylece sıradan ve sığ bakışla bakanlara göre iman meselesi ciddî bir problem değil. Ahlâk meselesi ise çok önemli. Onu düzeltmek için ise devleti ve hukuk düzenini ele geçirip “ahlâkı emreden kanunlar” çıkarmak lâzım.

İlk bakışta kolay ve mantıklı bir çözüm. Ama İran ve benzeri örnekler de gösteriyor ki bu çözüm pek de işe yaramıyor.

O halde bu bakış açısı problemi doğru teşhis edemediği için doğru tedavi de öneremiyor.

Daha dikkatli bakanlara gelince…

Onlar farklı bir şeyi görüyorlar:

Hiçbir yumurtadan “tavuk” çıkmaz. Her yumurtadan civciv çıkar. Sonra civciv büyür ve tavuk olur, o yumurtlar.

Yani iman ve ahlâk zaafı birbirinin sonucu değil. Biri diğerinin sonucu.

İman kuvvetli olursa ahlâksızlığa içten ve gönülden mani olur.

İmanın kuvveti devletin cebrinden daha kuvvetlidir.

Bu tesbitin doğruluğunu tarih de gösteriyor. Zira önce ferdin iman zafiyeti başladı, ardından da toplumsal ahlâk kodları çözüldü, bozuldu.

O halde bozulma gibi düzelme de sırasıyla olmalı.

Öncelikle Allah’a ve ahirete iman takviye edilmeli.

Çocuklar ve yaşlılar Allah sevgisiyle ve cennet müjdesiyle doldurulmalı.

His ve hevesleri galeyanda olan gençler ise Allah korkusuyla ve cehennem fikriyle terbiye edilmeli.

Böylece, hesap sorucu olarak Allah’ın varlığına ve mükâfat ve ceza mekânı olarak ahiretin varlığına yönelik ciddî iman telkinleri, vicdanın derin yerlerinden gelen diğer hisleri ve bilhassa ahlâksızlık meylini kesmeli.

Devlet ve kanun, önünü açarak ve teşvik ederek sivil iman hizmetine yardımcı olmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve teşkilâtı ile İmam Hatip Liseleri de sadece devletin değil öncelikle milletin sahip olduğu ve “iman takviye eden” kurumlar olmalı.

Özetle, ahlâksızlık bir sonuçtur. Dindarların elindeki devlet de uyanmalı ve önce imansızlığa çare bulmaya bakmalı.

Okunma Sayısı: 4017
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı