21 Mayıs 2015 tarihli “Eyvah, Bediüzzaman ekranda” başlıklı yazımıza gelen bir eleştiri ile ilgili olarak bir açıklama yapmamız gerekti.
Yazımızın linki:
http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/eyvah-bediuzzaman-ekranda_336431
Konu şu:
Bediüzzaman’dan ders de almış olan bir zat, vefatından önce hasta yatağında Fethullah Gülen’in mason olduğunu iddia etmiş. TRT de seçim öncesinde bu videoyu haber yapmıştı.
Biz yazımızda konuyu aktarmış ve haber yapılışını eleştirmiştik.
Ancak okuyucularımızdan biri, doksan yaşındaki dedesinin bu iddiadan son derece olumsuz etkilendiğini bildirdi.
O masum ve mübarek dedemizin elini öper ve Allah için tavzih veya teyit ederiz ki:
Yeni Asya’nın bütün yayınlarında ve o yazının bütününde ve bilhassa son paragrafında ifade edildiği üzere “hizmet hareketini küçültmek ve mümkünse bitirmek” bir “derin devlet projesi”dir.
Bu proje, aynı zamanda, “cemaatleri görünüşte siyasete ve gerçekte kökü dışarıda siyaset üzerinden derin devlete biat ettirme ve etmiyorsa bitirme planı”nın da bir parçasıdır.
Bu projenin de en önemli malzemesi yalan yanlış ve hatta iftira haberlerdir. Haberde geçen masonluk iddiası da aynen böyle bir iftiradır.
Elbette herkes Fethullah Gülen’in ya da diğer kanaat önderlerinin eleştirilecek yanını yönünü bulabilir, eleştirebilir. Öyle de oluyor. (Hatta son dönemde görüldüğü gibi bazen son derece ölçüsüz de oluyor). Ama iftira hiçbir zaman kabul edilebilir değildir.
Maalesef bu tür projelerde devlet ve devletin güdümündeki güya sivil basın yayın araçları kötüye kullanılır. Anadolu Ajansı ve TRT de kötüye kullanılmıştır ve kullanılmaktadır.
Bu tür projelerde cemaatlerin kendi iç zaafları ve zayıf noktaları da kullanılır. Bilhassa şahsa sıkı sıkıya bağlılık, aklı devre dışı bırakan kalbîlik ve hesapsız hasbîlik, hedefe kilitlenmişlik vs...
En kötüsü de bu tür belden aşağı vuruşlarda siyasetler üstü ve dışı olan Bediüzzaman’ın ve talebelerinin adı kötüye kullanılmaktadır.
Bu kötüye kullanmaya sadece Yeni Asya değil bütün aklı başında insanlar ve bilhassa Bediüzzaman’ın hayattaki talebelerinin karşı çıkacağı açıktır. AKP’ye kerhen yani ehvenüşşerdir diyerek ya da azamülhayırdır diyerek destek veren talebeler de bu iftiralı ihaneti savunmazlar.
Nitekim biz, o yazıyı yazdığımız günlerde, bir vesileyle telefonla konuştuğumuz bir ağabeye, TRT’de yayınlanan haberi ve iftirayı aktardık. Habere kendisi de üzüldü ve Fethulah Hoca hakkında bu tarz bir iftiranın fevkalâde ayıp ve yanlış olduğunu bize kendisi de ifade etti.
Fazla söze hacet yok. Her halde kâfidir.