“Cennette müzik var mı?” diye soranlara birkaç hadisle örnek verelim; “Cennet’te bir ağaç vardır, meyvesi zeberceddir, yakuttur, incidir, Allah bir rüzgâr gönderir, bunun üzerine çınlamaya-çırpışmaya-sallanmaya başlar, öyle sesler duyurur ki onlardan daha tatlısı işitilmemiştir.” 1
“Bana anlatıldığına göre Cennet’te altın kamışlardan ormanlar varmış, yükü (meyvesi) inci imiş, Cennet ehli güzel ses dinlemek istedikleri zaman Allah o ormanlara bir rüzgâr gönderir, rüzgâr arzu ettikleri her sesi çıkarır (getirir)miş.” 2
“Cennette bir gövde üzere duran bir ağaç vardır, gölgesinde bir süvari yüz yıl gidecek bir ağaç. Onun gölgesinde söyleşirler. Bazıları iştaha gelir, dünya eğlencesini hatırlar. Bunun üzerine Allah Cennet’ten bir rüzgâr gönderir, bu ağacı sallar, ağaç dünyadaki bütün eğlenceleri (ses ve hareket olarak) ortaya çıkarır.”3
Geçenlerde beraber çalıştığım arkadaşım telefonundan müzik açtı. Dedim ki, bu şarkıyı kapatabilir misin ya da kulaklıkla dinler misin? Beni ortak etme. O da tabiî olarak “müzik dinlemek haram mı?” diye sordu. Ben de asrın Kur’ân tefsiri olan Risâle-i Nur Külliyatı’ndan Sözler’in sonunda bulunan Lemaattaki şu sözleri söyledim; “Bazı âlât-ı lehvi tahrim edip, bir kısmı helâl diye izin verip. Demek, hüzn-ü Kur’ânî veya şevk-i Tenzilî veren âlet, zarar vermez. Eğer hüzn-ü yetimî veya şevk-i nefsanî verse âlet haramdır. Değişir eşhasa göre herkes birbirine benzemez.”
(Bazı çalgı aletleri yasaklanıp, bir kısmı helâl olup. Kur’ânî coşku ve hüzün verenlere izin var. Şayet yetim hüznü veya nefsanî zevk veren alet haramdır. Kişiye göre değişir. Herkes birbirine benzemez.)
Yetimane hüzünle ulvî hüznün arasında fark var. İlkinde ölümden sonra dirilişe inanmadığı için ayrılığı adem (yokluk) olarak görüyor. Diğerinde muvakkaten (geçici) ayrıldığını bildiğinden tekrar kavuşma anını beklemekle kısa süreli ayrılığın birleşmesinden oluşan lezzetli bir hüzün.
Özet olarak, kişi de nefsanî zevk veya ümitsizlik (Batsın bu dünya gibi) aşılayan müzikler helâl olmadığı anlaşılmaktadır.
Dipnotlar:
1) İbn Kayyum el-Cevziyye, “Hâdi’l-Ervâh ilâ Bilâd el-Efrâh, Kırkıncı Bölüm.
2) En-Nihâye, 2/509-510.
3) et-Terğib ve’t-Terhîb, 4/520;(rivayet zayıftır) bk, Mizan el-İ’tidâl, 2/193.