"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur gözüyle tebliğ

Ahmet DEMİRDÖĞMEZ
10 Ağustos 2016, Çarşamba
Tebliğ, “hakkı, doğruyu, gerçeği muhataplarına en sağlam, en hakiki bir şekilde, en uygun, en selametli, en isabetli bir yolla ulaştırmak ve beyan etmektir. Tebliğ Peygamberlerin kendilerine vacib olan beş sıfattan birisidir.”1 bu sebeple, mü’min olan her insan da tebliğle vazifelidir.

“Tebliğ, İslam’da farz bir vazifedir. Tebliğ etmenin en mühim kural ve metodu ise, doğru zamanda, doğru mekânda ve doğru şahıslara, doğru hakikatleri bildirmektir.”2 Çağımızın Kur’an tefsiri Risale-i Nur, enbiya mesleğini günümüze taşıyarak mü’min olan her insanın tebliğle vazifeli olduğunu ve neticesinin ise Cenab-ı Hakk’ın vazifesi olduğunu bildirmektedir. Üstad Bediüzzaman hazretleri, Risale-i Nur yoluyla en güzel tebliğ tarzının Peygamber Efendimizin (asm) tarzı olduğunu ve onun yoluyla hareket edilmesinin gereğini belirtmektedir. Çünkü Cenab-ı Hak, “zîşuurlardan arzularını ve onlardaki marziyatı ne olduğunu, bir mübelliğ vasıtasıyla bildirecektir. Öyle ise zîşuurlardan birisini tayin edip, onun ile o rububiyetini ilân edecektir. Ve sevdiği san’atlarını teşhir için, bir dellâlı kurb-u huzuruna müşerref edip, teşhire vasıta edecektir. Ve o ulvî makasıdını sair zîşuurlara bildirmekle kemalâtını izhar etmek için, birisini muallim tayin edecektir. Ve şu kâinatta dercettiği tılsımı ve şu mevcudatta gizlediği muamma-i rububiyeti manasız kalmamak için, herhalde bir rehber tayin edecektir. Ve gösterdiği ve enzarın temaşasına neşrettiği mehasin-i san’at, faidesiz ve abes kalmamak için; onlardaki makasıdı ders verecek bir rehber tayin edecektir. Hem marziyatını zîşuurlara tebliğ etmek için, birisini bütün zîşuurların fevkinde bir makama çıkaracak ve marziyatını ona bildirecek, onlara gönderecektir.Madem hakikat ve hikmet böyle iktiza ediyor ve şu vezaife en elyak Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dır. Çünki bilfiil en mükemmel bir surette o vazifeleri yapmıştır.”3  

Risale-i Nur, Peygamber Efendimizin (asm) tebliğdeki harikalığını beyan ederken şu esaslara dikkat çekmektedir: Peygamberimiz (asm) öyle bir ciddiyetle davet eder, “öyle bir itminan ile bir itimat ile davet eder, tebliğ eder ki; kimseden minnet almaz, hiçbir müşkilâta karşı telaş etmez; tereddütsüz kemal-i samimiyetle ve safvetle ve herkesten evvel kendisi amel edip kabul ederek, getirdiği ahkâmı ilan eder.”4 “Hem tebliğ ettiği ahkâmın sağlamlığına öyle bir vüsuk ve güvenmekle söylüyor ve davet ediyor ki; dünya toplansa, onu bir hükmünden geri çevirip pişman edemez. Buna şahit bütün tarih-i hayatı ve siyer-i seniyesidir.”5 Bu sebeple, Arabistan yarımadasında “vahşi ve adetlerine mutaassıp ve inatçı muhtelif akvamı, ne çabuk adat ve ahlak-ı seyyie-yi vahşiyanelerini def’aten kal’ ve ref’ ederek; bütün ahlak-ı hasene ile teçhiz edip, bütün âleme muallim ve medeni ümeme üstad eyledi. Bak; değil zahiri bir tasallut.. Belki akılları, ruhları, kalpleri, nefisleri fetih ve teshir ediyor. Mahbub-u kulûb, muallim-i ukul, mürebbi-i nüfus, sultan-ı ervah oldu.”6 

Peygamberimizden (asm) sonra her asır başında gelen vazifeli bütün zatlar, dinin yüksek hadimleri hep aynı tebliğ metodunu takip etmişler ve insanların necatına vesile olmuşlardır. “Tavr-ı esasiyi bozmadan ve ruh-u asliyi rencide etmeden yeni izah tarzlarıyla, zamanın fehmine uygun yeni ikna usulleriyle ve yeni tevcihat ve tafsilat ile ifa-i vazife etmişlerdir”7 

Çağımızda da aynı metodu rehber edinen ve uygulayan Üstad Bediüzzaman Hazretleri de, “Neşr-i hak için enbiyaya ittiba etmekle mükellefiz”8 ve “Her mü’min ila-yı kelimetullah ile mükelleftir”9 hakikatinden hareketle, bu meselede bütün mü’minleri Peygambere uymaya davet etmektedir. “Evvela nefsimden başlarım” “Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez” hakikatine dikkat çeken Üstad Bediüzzaman hazretleri, Risale-i Nur’da tebliği iki ana başlıkla takdim etmektedir. Birisi: Lisan-ı kal, yani dilimizle hakikatleri en iyi şekilde, damara dokundurmadan, aks-ül amel yapmadan anlatmaktır. Diğeri ise: lisan-ı hal, yani hal dili ile anlatmak, yani güzellikleri ve iyilikleri yaşayarak üzerimizde göstermektir. “Evet, biri kal, diğeri hal olmak üzere iki lisan vardır. Lisan-ı kalin kelimatı elfaz ise, lisan-ı halin kelimatı da ahvaldir”10 “lisan-ı hal lisan-ı kalden daha kuvvetli ve tesirli konuşuyor”11 diyen Üstad Bediüzzaman hazretleri, çok mühim şu hakikate dikkat çekmektedir: “Eğer biz ahlak-ı İslâmiyenin ve hakaik-ı imaniyenin kemalatını efalimizle izhar etsek, sair dinlerin tabileri elbette cemaatlerle İslamiyet’e girecekler; belki küre-i arzın bazı kıtaları ve devletleri de İslamiyet’e dehalet edecekler”12 Evet “eğer biz, doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e layık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevç fevç dâhil olacaklardır.”13 Mü’min olan insanın her iki tebliğ vazifesi için evvela talim ve terbiyeden geçmesi, taallümle tekellüm yapması, yani, hak ve hakikatleri tam manasıyla idrak ve ihata etmesi lazımdır. Bu hale vakıf olmadan yapılan tebliğ faydadan çok zarar verebilir. “Zira nasihat bazan damara dokunur aks-ül amel yapar”14 yani bir nevi “Ata et, aslana ot atmak” olur. Hâlbuki “Aslana et, ata ot vermek”15 gerekmektedir. Hem, “Medenilere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir.”16

Dipnotlar:

1-Köprü Dergisi-Bahar 2015 s.43, 2-www.sorularlaislamiyet.com, 3-Sözler, 924, 4-Mektubat, 330, 5-age. 330, 6-age. 338, 7-Şualar, 1033, 8-Mektubat, 28, 9-Tarihçe-i Hayat, 94, 10-İşaratü’l İ’caz, 344, 11-Tarihçe-i Hayat, 656, 12-age. 144, 13-age. 134, 14-Mektubat, 447, 15-Kastamonu Lahikası, 370-  Lem’alar, 578, 16-Tarihçe-i Hayat 105

Okunma Sayısı: 2341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı