"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Krala veda

Ahmet DURSUN
27 Ocak 2015, Salı
Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın geçtiğimiz hafta çıplak bir tabutun üzerindeki vedası bir ibret vesikası olarak birçok dersi içinde barındırıyordu.

Ondan fazla uçakla yaptığı seyahatleriyle bilinen, şaşaalı yaşantısıyla ve muhteşem servetiyle zaman zaman gündeme gelen kralın son seyahati Sultan Süleyman’a bile kalmayan dünyanın fena ve faniliğini bir kez daha –kuvve-i şeheviyesinin bir taraflarında krallık hevesi yatan bizim gibi garibanlar dahil- herkese hatırlattı. 

Kral Abdullah, fakir ve mazlum bir coğrafyada muhteşem servetiyle ve şaşaasıyla gündeme gelen isimlerdendi. Son dönemlerde ise Arap Baharı ile savrulan İslâm coğrafyasında Abdullah’ın mânâsına yakışmayan tavır ve kararların sahibiydi. Ölümü üzerine ülkemizde bir günlük yas ilan edilen kral, Mısır’da yaşanan askerî müdahale sonrası başa gelen son diktatör Sisi’ye en çok arka çıkan isimlerdendi. Mısır’a büyük bir mali yardımda bulunan Abdullah Sisi’ye ve hareketine sahip çıkarak darbeye ve darbe ordusuna açık destek verdi. Diktatörlüklerle yönetilen Arap dünyasındaki hürriyetçi talepler elbette en çok onun canını sıkıyor ve en çok onun gibilerin tahtını tehdit ediyordu. Bu nedenle Mısır ordusundan övgüyle bahseden mesajlar yollayan Kral Abdullah, son dönemde Suud-Mısır ilişkilerini tarihte hiç olmadığı kadar iyi bir seviyeye yükseltmişti. Geçtiğimiz yılın başında Müslüman Kardeşler’i terör örgütü listesine alan Suudi Arabistan’ın son kralıyla ilişkilerimiz bu bakımdan bile kayda değer çelişkiler yumağını içinde barındırır.  

Kral Abdullah yönetiminin bizi alakadar eden uygulamalarında biri, Hz. Peygamber topraklarında kalan son hatıralarımızdan birini yok etmesidir. İslâm tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilen Ecyad Kalesi, bu topraklarda huzur ve ittihadı temsil eden Osmanlı mirasıydı. Son yüzyılda farklı etki ve kışkırtmalarla Arap yarımadasında Osmanlı düşmanlığının simgesi haline getirilerek hedef gösterilen Ecyad kalesi Kâbe’nin genişletilmesi projeleri içerisinde yerine oteller yapılmak maksadıyla, kralın emriyle yıkıldı. 

İşin siyaset ve diplomasi tarafı bir yana, ben Kral’ın vedası ile ilgili şunlara dikkat çekmek isterim. Benim için krallık Karunlaşmanın ve Karunlaşmak isteyen insanın bir tezahürüdür. Karunların ve Karunlaşma heveslilerinin olduğu yerde çok da doğru hamleler ve iyi niyetler göremezsiniz. Karun heveslilerinin olduğu yerlerde ‘Abdullahlar’ yalnızca isim ve resimden ibaret kalırlar. Zulüm ve tahakküm anlamına gelen, keyfî muamelelere ve suistimalata yol açan, tek adamlılık olan istibdad; Abdullah olduğunu unutan, hürriyet, adalet, meşveret, hukuk gibi kavramları çıkarları doğrultusunda kullananların eseri değil midir? Daha geniş bir bakış açısı ile, bugün İslâm âleminin geri kalmışlığı, perişaniyeti, her alandaki çözülmüşlüğü adı Abdullah, mânâsı istibdat olan kralların yadigârı değil midir?   

Krallık… Yine de çoğu faninin rüyalarını süsleyen bir kavramdır. Mevzu krallıksa fena ve fanî dünyanın asıl krallarından söz etmek gerekir biraz. Bizim gözümüzde kral; fanilerin fenalıklarının dört bir yanı sardığı bu dehşetli zamanlarda husumete vakit bulamayan muhabbet fedaileridir. Sözüm ona iktidar mücadelelerinin içinde zalimlerin satranç oyunlarına kanmayan, köşe kapmacalar içinde kaybolmayan, servetini ve bütün gücünü dâvâsı uğruna harcayan adı tarihe kral olarak geçen nicelerinden daha güçlü ve kıymetlidir.    

Sabahın köründe çıktığı evine batan güneşten çok sonraları döndüğünde ellerine bakan yavrularına “bugün de size bir lokma helâl ekmek getirebildim elhamdülillah” diyebilenlerin makbuliyeti huzur-i İlâhide altından saraylarda yaşayan, altın klozetler kullananlardan az mıdır?  

Her neyse… Kralın vedasıyla ilgili; büyük rezidansların gölgesinde mazlum ve mahzun haliyle feryadını kimselerin işitemediği Kâbe’nin son fotoğrafları aslında ne çok şeyler anlatıyor. Krallıklar ihtişamdır, şaşaadır, güç gösterisidir, maddenin mânâ      ya tahakkümüdür. Bunu son dönemde Kral Abdullah temsil ediyordu, bundan sonra da temsil edilecek. Krallarla ilgili son sözü ise vardıkları son menzilde, onlara bu serveti bahşeden Rabbimiz söyleyecek. Buradaki krallığın hükmü orada ne kadar geçer? Bilemem…

Okunma Sayısı: 2378
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı