"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Binali Yıldırım

Ahmet Hamdi AYDIN
30 Mayıs 2016, Pazartesi
9 Kasım 1989 – 23 Haziran 1991 döneminde adı Yıldırım olan (Yıldırım Akbulut) bir “emanetçi” (rahmetli Özal’ın) Başbakanımız olmuştu.

Şimdi de soyadı Yıldırım olan (Binali Yıldırım) ikinci emanetçi Başbakan ile karşı karşıyayız.

İkisinin ortak yönleri sadece “Yıldırım” değildir. İlginç bir şekilde aynı zamanda ikisi de Erzincan’lı…

Geçen hafta sonu yapılan AKP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde tek aday olan Binali Yıldırım, Genel Başkan oldu ve hemen hükümeti kurup Başbakan oldu. Binali Yıldırım, 1955 tarihinde Erzincan’ın Refahiye ilçesinde doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun olan Yıldırım eğitimi ve uzmanlığına uygun olarak gemi ve deniz alanında çeşitli kurumlarda çeşitli görevlerde bulundu:

Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğünde yöneticilik yaptı.

Camialtı Tersanesi’nde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri (İDO) Genel Müdürlüğü yaptı. Yani R. Tayyip Erdoğan’ın Belediye ekibindeydi.

Daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süreli Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yaptı.

Yeni Başbakan hakkında, medya ve muhalefet tarafından “profili düşük, ama serveti büyük” ve “Binali değil Milyonali” gibi iadeler kullanıldı.

Bu tanımlamaların sebebi gerçekten “zengin” olmasıdır. Gerçi bütün varlıkları çocuklarının üzerinde, ama bu bir şeyi değiştirmez.

Kendisi gemi ve denizcilik alanında en üst düzeyde kamu görevliliği yaparken, çocukları gemicilik ve denizcilik sektöründe iş yapmaya başladılar.

Halen Yıldırım kardeşlerin uluslar arası ticarette kullanılan 30’dan fazla devasa boyutlarda gemileri olan 20’den fazla şirkete ortak oldukları ve şirketlerin çok kısa zamanda büyüdükçe büyüdükleri biliniyor.

Yıldırımların şirket ve uluslar arası ortaklıklarının mal varlıkları, dünya genelinde sahibi oldukları limanlar, taşıma yaptıkları mallar ve yönettikleri sermayenin 150 milyar doların üzerinde olduğu iddia ediliyor.

Bu rakam Türkiye’nin 1 yıllık ihracatına denk geliyor.

Bu ticarî başarı düzeyine normal ticarî faaliyetlerle ulaşma ihtimali elbette vardır.

Fakat babalarının denizcilik ve ulaştırma hizmetinin başında olması, bu servetin yapılması ile ilgili soru işaretleri ve ünlemlere sebep oluyor!

Çünkü zengin bir ailenin çocukları değildirler.

Yani babadan kalma bir servet söz konusu değildir.

Baba ömrü boyunca kamu görevi yapmış ve belirli bir maaş almıştır.

En yüksek kamu görevliliği maaşı ile bile bu kadar servet yapmak mümkün değildir.

Okunma Sayısı: 2087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    30.5.2016 11:12:41

    Nasıl çalıştıklarının güzel tezahürü bunlar. Olsun ÇALIYOR AMMA ÇALIŞIYORLAR YAAAAA YAAAAA YAAA.!

  • mehmed

    30.5.2016 10:05:24

    .ahir zamanda enşiddetli döneminde yaşadığımız gerçeği ortada iken meşru dairede olmak kaydıyla bir müslümanın zengin olması iyi değilmi.Hazreti Üstadın belittiği gibi (Sanat,marifet,ticaret) olursa balon misali tez zamanda terakki edileceği hususu dikkate alındığında eleştiriniz manidar.

  • Ali Vefalı

    30.5.2016 09:51:02

    Bu mal ve kazancın haram olduğu gayet açıktır. Ondan hiç bir hayır gelmez, bela ve sıkıntı olarak kendilerine döner. Yaşarsak göreceğiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı