"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhabbet buluşmalarının adresi: Kocatepe Mevlidi

Ahmet ÖZDEMİR
23 Ekim 2014, Perşembe 00:01
Yıllar önce Bediüzzaman Hazretleri, “Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur” demişti. Bu söz “Bediüzzaman” adının geçtiği her toplantıda fiilen yaşanır.

Bediüzzaman mevlidleri de bunlardan biridir. İlk defa 1976 yılında Van’da okunan Bediüzzaman Mevlidine Ankara’dan tek başıma katılmıştım. 24 saat süren yolculuktan sonra Van’a ulaştım. Şoförlerle kurduğumuz sıcak ilişki sayesinde yolcuların çoğuyla beş vakit namazımızı kazaya kalmadan kılabildik. 

1980 yılında okunan Isparta Mevlidine de altı otobüs, birçok minibüs ve özel arabalarla konvoy halinde gitmiştik. Daha sonraki yıllarda Isparta ve Barla sık aralıklarla ziyaret ettiğimiz yerler arasına girdi.
1989 yılında Ankara’dan ayrıldıktan sonra Kocetepe Mevlidleri başladı. 1990 yılında Kocatepe Camii’nde okunan ilk Bediüzzaman Mevlidi’ne İzmir’de olduğumdan çocuklarımı gönderebildim. 1997 yılında okunan mevlide Kırklareli’nden ailecek katıldık. 1998 yılında Ankara’ya fiilen dönerek o yıl ve arkasından okunan iki mevlide “ev sahibi” sıfatıyla katıldık. Organizasyonlarda yer aldım. 2001 yılında bütün hazırlıklarımız yapılmışken, son anda, mevlide kısa bir süre kala bazı bahaneler ileri sürülerek iptal edildi. Engelleri bir türlü aşamadık. Sonuçtan hüzünlendik, ama ümitsizliğe düşmedik.
Üstad Bediüzzaman’ı anlamak ve anmak için başka programlara yöneldik. Salon toplantıları, paneller, konferanslar düzenledik.
Mevlid özlemini yıllarca duyduk. Ankara dışına gittiğimizde sorulan ilk soru “Kocatepe Camii’nde Bediüzzaman Mevlidi ne zaman okunacak?” diye oluyordu. Bediüzzaman Mevlidi’ne duyulan hasret gün geçtikçe arttı. Hasret ateşiyle yandık. Bu sene Ramazan ayının başında mübarek günler hürmetine ilgili makamlara “Tevekkeltü alellah” deyip başvurumuzu yaptık. 
İki ay geçtiği halde dilekçemize henüz cevap verilmemişti. Merak edip dilekçemizi yakın takibe aldık. Beklediğimiz güzel cevaba Eylül ayı başında ulaşabildik. Bu bizim için bir müjde, bir hasretin sona ermesi anlamına geliyordu. Müjdeli haber anında yayıldı. Türkiye’nin her yerinde yankı buldu. Özellikle internet ortamında paylaşıldı ve “Bediüzzaman rüzgârı” esmeye başladı.
Bize göre zaman az, ama yapılacak işler çoktu. Ankara’da cemaatimiz içinde adeta “seferberlik” ilân edildi. Bütün “mazeret izinleri” kaldırıldı. “Bismillah” deyip mevlid hazırlıklarına başlandı. “Heyetler” oluşturuldu, toplantılar yapıldı. Olabilecek her şey detaylarına kadar düşünüldü, onlarla ilgili tedbirler alındı. Boy boy afişler, çok sayıda posterler, el ilânları, mesajlar, e-mailler, özel dâvetiyeler, reklâmlar vb. hazırlandı. Şehrin en işlek yerleri, köprüler, meydanlar, geçitler, duvarlar, bunlarla süslendi. Radyo-tv, gazete reklâmları başladı. Üstadın tabiriyle bir “şehrâyin”e benzemişti. Şehir içinde kısa bir gezinti yapan bunları mutlaka görüyordu. Kısaca her türlü “ilânat” yapılmıştı. Böylece Ankara’da “Bediüzzaman Mevlidi”ni duymayan ve görmeyen kalmadı. Biz Ankara’da bunları yaparken Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile benzer “ilânat”ların yapıldığını duyunca daha da heyecanlandık ve Allah’a binlerce, milyonlarca şükrettik. Günler azaldıkça heyecan artmaya başladı.

 …Ve beklenen gün geldi.

Bediüzzaman Mevlidi’ne katılmak, o muhteşem nurlu havayı koklamak için güzel yurdumuzun her köşesinden insanlar Ankara’nın yolunu tutmuşlardı. Kimileri havadan, kimileri karadan… Kimileri özel arabalarıyla, kimileri otobüslerle konvoylar oluşturup, kimileri de minibüslerle Ankara’nın beş kapısından giriş yaptılar. Kocatepe Camii’nin önünde toplandılar. 
Ankara’nın Nur cemaati şafak sökerken, hatta gece yarısı misafirlerini karşılamak için cami avlusunda yerini aldı. Kocatepe Camii sabah namazında 14 yıl aradan sonra yeni bir nurlu buluşmaya daha şahitlik etmeye başladı. Cami içinde yer kalmadı, cemaat dışarı taştı. Çok güzel bir mevlid programı icra edildi. Konuşmalar “uhuvvet/kardeşlik” ekseninde yapıldı. Ülkemizin bu manaya ne kadar ihtiyacı olduğu gözyaşları ile karşılık buldu.
Muhabbet kucaklaşmalarını nasıl anlatsam? Anlatılması zor bir duygu! 
Sabah namazında başlayan buluşmaya, ikindi namazından sonra nokta konulmuyor, “Seneye tekrar kucaklaşma” duâlarıyla virgülle ayrılınıyordu. Ankara cemaati olarak mevlid öncesi kucaklayarak karşıladığımız kardeşlerimizi, yine aynı duygularla uğurladık. Hiçbir olumsuzluk yaşanmadı. Her şey güzeldi. Umduğumuzdan daha güzel oldu.
Bu mevlidde “yediden yetmişe” erkek-kadın pek çok kardeşimiz hizmet etti. On binlerin katıldığı büyük bir organizasyondu. Emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. Mevlide katılan veya mazeretleri dolayısıyla katılamayan herkese teşekkür ediyoruz.
Ayrıca izin konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Ankara Valiliği’ne, ilânların asılmasında kolaylık gösteren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, otobüslerin camiye kadar girip çıkmasında yardımcı olan Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teşekkür ediyoruz.

Okunma Sayısı: 3526
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı