"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Önden gidenlerden bir Nur Talebesi daha göç etti

Ahmet ÖZDEMİR
15 Mayıs 2013, Çarşamba
Şu fani dünyamıza kimler geldi?
Niceleri bu fani dünyamızı terk etti. Ama bütün bunlar bizim ihtiyarımız dışında cereyan ediyordu. Öyle ya, dünyaya gelirken hiç kimseye sorulmadığı gibi, giderken de sorulmuyordu. Hayatın sınırları belliydi. Ne uzuyor, ne de kısalıyordu.
Nur Talebelerinin dünyasında ayrılık ve gayrılık yoktur. Hep beraberlik vardır. Ölüm bile onları birbirinden ayıramaz. Ayrılığı ehl-i dünya düşünsün. Bu konuda Üstad şöyle diyordu:
“Mâbeynimizdeki münasebet ve uhuvvet inşaallah hâlis ve lillâh için olduğundan, zaman ve mekânla mukayyed olmaz. Bir şehir, bir vilâyet, bir memleket, belki küre-i arz, belki dünya, belki âlem-i vücut, iki hakikî dost için bir meclis hükmündedir. Böyle dostluk ve kardeşliğin firakı yok, hep visâldir. Fâni, mecazî, dünyevî dostluklar sahipleri, firakı düşünsün, bize ne?” (Barla Lâhikası, s. 143)
Merhum Zübeyir Ağabey de bir mahkeme müdafaasında şöyle diyordu:
“Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz âhirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz.” (Şuâlar, s. 470)
Sözü, geçtiğimiz günlerde bu fani dünyadan asıl vatanına uğurladığımız merhum Mehmet Ali Hacınebioğlu’na getirmek istiyorum. 1989 yılında İzmir’e tayin olduğumda tanışmıştım ilk defa. Gülen yüzüyle, samimî sözleriyle ve sevecen tavırlarıyla hayalimde yer almıştı. Halı ve mobilya mağazası vardı. Şehir merkezine gidip gelirken işyerine bir vesile ile uğrar ders yapar, sohbet ederdik. Ticaretle uğraşması onun Nur hizmetlerine koşmasına engel olmazdı. Mutlaka derslere yetişir ve hizmetlerde yerini alırdı. İzmir’de bulunduğumuz yıllarda civar il ve ilçelere çok defa beraber gitmişizdir. Kafilemize neşe katar, yolculuğun nasıl geçtiğini bilmezdik.
İzmir’de bulunduğumuz yıllarda çocukları yanındaydı. Fatma Nur kızı öğretmen olmuştu. Ama malûm başörtüsü yüzünden bu görevini sürdürememişti. Şimdi İstanbul’da vakıf kızlarımızın yetişmesi noktasında bir abla olarak ciddî bir vazifeyi deruhte ettiğini biliyoruz. Oğulları İsmail ve Sabri okuyorlardı. Şimdi onlar da ablaları gibi hizmette koşuyorlar. O günlerde oğulları derslerden artan zamanlarında babalarına yardım ediyorlardı.
İzmir’den ayrıldıktan sonra görüşmelerimiz devam etti. Daha sonra ticareti bıraktığını duydum. Bediüzzaman mevlidlerinde, Üstadı anma toplantılarında karşılaştığımızda sohbet ederdik. Yüz yüze görüşemediğimiz zamanlar telefonla görüşüp hasret giderirdik.
Hasta olduğunu ve arkasından ağır bir ameliyat geçirdiğini duyunca çok üzülmüştüm. Şifası için duâlar ettik. İnşaallah duâmız ahireti için kabul olmuştur.
Ölüm ehl-i iman için bir terhis teskeresi hükmünde idi. Dünyadan terhis teskeresini alan Mehmet Ali Hacınebioğlu Ağabeyi, Nur kardeşleri ahiret yolculuğunda yalnız bırakmadılar. Nur hizmetinde önden gidenlerden birisi daha dünyamızı terk etmişti.
Ahirette Resûl-i Ekrem (asm) Efendimizin sancağı altında, Üstadın arkasında tekrar buluşmayı temenni ediyoruz. Muhtereme hanımı İffet ablamıza, kızı Fatma Nur, oğulları İsmail ve Sabri’ye sabr-ı cemiller niyaz ediyoruz.
Okunma Sayısı: 1332
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • seyfeddin kamil

    15.5.2013 00:00:00

    ruhu şad, mekanı cennet olsun, kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. ailesine de başsağlığı dilerim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı