"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğretmenlikten kırtasiye dükkânına...

Ahmet Said TOPRAK
29 Aralık 2016, Perşembe
Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde ders notlarımı çıkarmak için bir kırtasiye dükkânına girdim.

Dükkân daha yeni açılmış olmalı ki, içinde çok fazla malzeme yoktu. Sabah saatleriydi ve dükkânda çalışan bir adam vardı. 30 yaşlarındaki o adama notları çıkartması için USB cihazını verdim ve o da yazıcıdan notları çıkartmaya başladı. 

Bu arada onunla sohbet etmeye başladım. 

Konuştuklarımızdan, onun dindar bir yapıya sahip olduğunu fark ettim. 

Ben de konuyu Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nurlar’a getirdim. 

Ona, Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nurlar’ı tanıyıp tanımadığını sordum. 

Tanıdığını söyledi, ama yüzünde asık bir ifade vardı. Sebebini anlayamadım. Konuşmaya devam ettim. 

Cuma günleri Risale-i Nur derslerimizin olduğunu söyledim ve onu dâvet ettim. 

Ondan şu şekilde bir cevap alınca, az önceki asık yüzlü ifadesinin sebebini anladım:

“Ben bir cemaatin, bir çok dinî sohbetine katıldım. Ama şimdi, o cemaatin sohbetlerine katıldığım için bir şikâyet üzerine mesleğimden ihraç edildim. Diğer insanların bana bakışı değişti. Akrabalarımın, arkadaşlarımın bana karşı davranışları değişti.”

Bu sözleri söyleyince bir an duraksadım ve uzun bir sessizlik oldu. 

Onun durumunu anlamaya çalıştım. 

Adı malûm cemaatle anıldığı için, başına bütün bunlar gelmişti.

Ona göre cemaat kavramı çok vahim bir vaziyete girmişti. 

Cemaat ve sohbet kavramları ona kötü şeyler çağrıştırıyordu. 

Oysa cemaat demek yardımlaşma, dayanışma demek değil miydi? 

Uhuvvet, birlik, kardeşlik kavramları cemaat kelimesiyle bütünleşmiyor muydu? 

Niçin Risale-i Nur dersi denince onun aklına, kötü çağrışımlar geldi? 

Oysa Risale-i Nur dersleri, Kur’ân hakikatlerinin dersi değil miydi? 

Daha sonra, onun o anki ruh halini hissettim ve onun halini dikkate alarak sohbete devam ettim. 

Kendisinin evli olduğunu ve 2 çocuğunun olduğunu söyledi. Kendisi ve eşi öğretmenmiş. Ve 15 Temmuz darbe girişiminden bir hafta önce bir bebekleri olmuş. 

Ardından bir KHK ile bir günde işlerinden olmuşlar. Eşiyle birlikte bir sendikaya üye oldukları için ihraç edilmişler. Sağlık sigortaları iptal edilmiş. 

Savunmaları alınmadan, sadece bir sendika üyeliğinden dolayı bir anda işsiz kalmışlar. 

Konuşmaya devam etti ve şöyle söyledi:

“Sadece ben değilim, benim gibi bir çok mağdur var. Benden daha kötü durumda olan insanlar var. Ama bir çok insan bu haksızlıkları gördüğü halde tepkisiz kalmaya devam ediyor. Hatta Risale-i Nur okuyanlar bile sessiz kalmayı sürdürüyor. Buna şaşırıyorum.” dedi biraz öfkeli bir şekilde. 

Şahısların hatalarını Risale-i Nur’a bağlaması zoruma gitmişti. 

Bu sözlerinden sonra ona Yeni Asya cemaatinden bahsettim. Gazetemizin olduğunu söyledim ve hemen hemen hergün gerek yazılarla gerek manşetlerle ve bunlar gibi bir çok yolla adaleti, hukuku savunduğunu söyledim. 

Yeni Asya cemaatinden bahsettikten sonra öfkesinin geçtiğini ve sakinleştiğini fark ettim. 

“Evet, Yeni Asya’yı biliyorum. Hatta sosyal medyada da takip ediyorum.” dedi. 

Ve devam etti: 

“Maalesef Yeni Asya cemaatinin bu duyarlılığı yetmiyor. Tüm insanların aynı hassasiyete sahip olması gerekiyor. Üstad Bediüzzaman demiyor mu, zulme rıza zulümdür, diye. Neden bir çok insan sessiz kalıyor?” deyince şöyle cevap verdim :

“Ben Rabbimden ümitliyim. İnşâallah hak ve adalet yerini bulacaktır. Biz korkmadan adaleti savunmaya devam edeceğiz. “

Yaklaşık 2 saat boyunca konuştuk. Sonra vedalaştık ve oradan ayrıldım.

Ben bu konuşmalardan sonra şunlara dikkat çekmek istiyorum;

1) Bu insanlara önyargılı yaklaşmamalıyız. Eğer onlara çoğu medyanın yaptığı gibi direkt  ‘suçlu’ damgası vurursak biz de zulmetmiş oluruz. Onları dinleyelim ve anlayalım. 

2) Mağdurun yanında olalım ki, onları bir nebze olsun ferahlatalım. Çünkü onlar toplumda dışlanıyorlar. Biz mazlûmun yanındayız. 

3) ‘Biz siyasete girmiyoruz.’ diyerek haksızlıklara karşı sessiz kalan bazı Risale-i Nur okuyucuları, insanlara Risale-i Nur’u yanlış tanıtıyorlar. Ve büyük mes’uliyet altına giriyorlar. 

4) Haksızlıklara sessiz kalmak, ülkedeki hak, hukuk, adalet ihlâllerine kapı açıyor. Sessiz kaldıkça haksızlıklar artıyor. 

5) O adama, adaleti, demokrasiyi savunan Yeni Asya cemaatini hatırlattıktan sonra nasıl da Bediüzzaman Said Nursî’ye ‘Üstad’ diye hitap ettiğini gördüm. Ve çok şükür ki, adaleti savunmanın ne kadar önemli olduğunu anladım. 

Okunma Sayısı: 7966
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet

    29.12.2016 22:10:09

    Bende çok yorum yapmayı sevmiyorum ama duruşunuzuda tebrik etmek istedim. Bu kışta kıyamette ne kapımızı çalan var ne de soran. ben ne yaptım bu ülkeye anlamadım. Oğlum deist olacak, Her gün beni suçluyor hani Allah büyük diyordun. Ah işte ne oldu diyor. Abilerim anlamıyor suçlusun gözüyle bakıyorlar. Köyümde okuma yazma bilmeyen biri bile suçun var ki yapıyorlar yeğenim diyorlar .Bunun hesabını dilsiz dindarlar verebilir mi? gecem gündüzüm belli değil. Allahım tez zamanda biz mağdurların yüzünü güldürsün.

  • Mehmet Akif

    29.12.2016 15:50:44

    Artık ne yapacağımı bilemiyorum. Herkes tarafından örnek gösterilen bir çocukluk yaşadım. İnsanlar babama sizinki gibi hayırlı evlatlar nasip etsin herkese diyordu. Bir günde sorgusuz sualsiz terörist ilan ettiler. Bu yapılanlar uygun mu? Allah rızası için katkı da bulunduğum bu yapıya silahlı terör örgütü üyeliği için girdiğimi söyleyerek yargılıyorlar. El insaf diyorum. Allah sen rahmansın rahimsin, senden gelen herşeye şükürler olsun.

  • Mağdur yorumları buraya sığmaz

    29.12.2016 15:46:38

    Sayın Toprak, mağdur yorumları buraya sığmaz. Ancak şunu bilin ki sizi okuyan siz veya başka dindar olmayan gazetelerde sadece adaletin işlemesini savunan yazarları okumak bu insanlar için bir umut. İnsanların umutlarını geri çevirmeyin. İnsanlar adalet istiyor. İşlemedikleri bilmedikleri katılmadıkları onaylamadıkları darbe girişimi bahane edilerek hayatlarından oluyorlar. Sizden ricam hukuki olarak dosyalara bilgi vermeniz. Bylock bilgilerini MİT vermiştir. İnsanlara herhangi bir kanıt gösterilmemektedir. MİT'in verdiği bilgiler hukuki delil değildir. Hukuksuz bir şekilde insanlar suçlanmaktadırlar.

  • Uğur

    29.12.2016 15:42:15

    Biz hangi suçu işledik, suçun ve cezanın şahsiliği yok mu? İslamda birisinin suçu varsa anne babası veya başka kişi suçlanır diyor mu? Ben bir öğretmenim ihraç oldum. Amacım mağdur edebiyatı yapmak değil, sadece adalet istiyorum. Suç işlenmişse cezası verilsin. Sohbetler devam ederken niye bu operasyonlar yapılmadı, niye tüm emniyet teşkilatı, devlet büyükleri bakın bu suçtur demedi, eğer sohbet suçsa şimdiki tarikatlar cemaatlar hangi ad altında sohbet yapıyor? Onların suç sayılmayacağının garantisi var mı? Bulunduğum şehirde organize sanayi bölgesindeki fabrikalara khk ile atılanları işe almayın diye yazı gelmiş. Bu insanlar ne yapacak, yemek için istediğiniz yere yani hapse mi girmek tek çare?

  • Meriye

    29.12.2016 13:25:15

    Zulme rıza zulümdür, adaleti dillendirmeyen, sessiz kalan,üç maymunu oynayan ve sadece kendisi için adalet iseyen toplum da hicbir yönden ilerlemez.

  • Sena

    29.12.2016 12:12:36

    Şair bey Allah razı olsun tam bizi anlatmışsin.İns bu günlerde geçecek

  • Ahmet Said Toprak

    29.12.2016 11:48:23

    Dr. Fatih bey. Doktor olmak için bunca yıl verdiğiniz uğraşı tahmin ediyorum. Ben Tıp Fakültesi öğrencisiyim. İnsanlara hizmet için bunca çalışmalarınızı, uğraşlarınızı hiçe sayarak sizi hukuksuzca ihraç edenler cezalarını çekecekler, siz rahat olun. Pencerelerden seyredin.. Selâm ve muhabbetle..

  • Özcan Erkiş

    29.12.2016 11:39:00

    Sayın Toprak, Allah razı olsun, tam da ızdırap duyduğumuz bir hususu hem de canlı bir örnek ve şahitle dile getirmişsiniz. Mağdur kardeşlerimiz Risale-i Nur ve onu okuyanları değil, zulüm derecesine varmış mağduriyet karşısındaki, görmez-duymaz-konuşmaz tavırlarından dolayı gönül koyup sitem etmektedirler. Haklıdırlar. Zira okuyup ders aldığımız hakaik-i imaniye ve Kur'aniye, böylesine bir zulüm karşısında susmayı değil hiç bir şey yaramıyorsa kalben buğzedip dua etmeyi iktiza ederdi. Yoksa bu mağdur kardeşlerimiz, hiç kimsenin sokağa çıkıp hak adına haksızlığa karşı terör estirmesini istemiyor ve istemez. Fakat Yeni Asya'nın gösterdiği hakkın hatırını âli tutan merdane tavrı onlardan da beklerdik. Hem bu tavır uhuvvet ve muhabbet ile ittihad ve tesanüdün de muktezası idi.Acı ama gerçek olan şu ki, Yeni Asya haricindekiler sınıfta kaldılar. Allah (cc) sâyinizi meşkur, hizmetinizi makbul eylesin. İnşaallah bu süreç Yeni Asya'nın ciddi anlamda inkişafına vesile olacaktır.

  • Dr. Fatih

    29.12.2016 11:21:21

    Ahmet Said Bey, Allah razı olsun, Yeniasya'yı takip ediyoruz, yorum yazmam ama buna kayıtsız kalamadım. Ben bir uzman doktorum, eşim de uzman doktor. İhraç olduk sebep bylock kullanmak, Ben kullanmadım, ispatlayın diyorum, suçum ne diyorum gösterin, ne yazılmış devlete millete zarar verecek veya herhangi bir canlıya? Ama cevaplar net; dosyada gizlilik kararı var. Ya kardeşim anlayamıyorum beni suçluyorsunuz ama ama suçum o kadar gizli ki bana bile söylemiyorsunuz. Şu an gözlerim yaşlı, ne yazasam boş. Bir karı koca doktor arkadaşım da benim gibi. Adam diyor ki ben artık kimseye birşey anlatmaya çalışmıyorum. Yaşayıp kendileri görsün diyor. Dişimi tırnağımı kazıyarak edindiğim mesleğimi elimden aldılar. 2 çocuğum var. Özgür olduğuma şükrediyorum. Sizlerden ve suçu olan cezasını çeksin ama suçu olmayanlara yapılanalr zulüm diyen herkesten Allah razı olsun.

  • aydın

    29.12.2016 11:01:10

    Kimse kimsenin günahından dolayı sorumlu tutulamaz. Rabbim bize ve mağdur olan tüm insanlara el uzatan herkesten razı olsun.

  • Teşekkürler

    29.12.2016 09:44:44

    Her akşam 12den sonra dayanamazsam sabah ilk işim Yeni Asya sitesini açmak ve yazarları okumak bir ümitle bizden bahseden derdimize ortak olan biri varmış diye bakmak.dost bildiğiniz insanların vefasızlığını bizzat yaşadım.insanların telefonu açsa bile tanımıyor veya yanlış numara gibi davranmasını hiç unutmayacağım.Aramız iyi olmasana Yen'i Asya cemaatine giden bir öğretmen abimiz evime ziyarete geldi tlf. Olmasana çat kapı geldi ve halimi sordu.Bizi zor günümüzde unutmayan hayırlı insanlara hakkım helal olsun.

  • ALPEREN

    29.12.2016 09:21:25

    Ve bir gün her şey bittiğinde geriye dönüp dostun vefasızlığının yanında sizin adaleti temin etme adına dim dik yiğitçe çırpındığınızı her daim hatırlayacak ve hatırlatacağım.

  • metin

    29.12.2016 08:47:21

    Maalesef bu zamanda doğruyu söyleyebilen müslüman pek kalmadı. Sizlere bu konuda teşekkür ederim. Asla birilerinin keyfi için cizginizden vazgecmeyin ki yarın mahserde rabbimin karsisinda yüzümüz olsun. Selam ve dua ile...

  • m.ali

    29.12.2016 01:06:58

    Dünyada memurluktan ihraç edilse ne olur... Rabbim mahşer günü huzurundan ihraç etmesin... Ancak o huzurda kul hakları nasıl ödenecek biraz da bunu düşünsün herkes... Ne kolaydı sohbetlerde Efendimizin " haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibidir." hadisini anlatmak, lakin iş gerçeğe dönünce herkes susmayı tercih etti. Bakalım yarın hangi yüzle yaklaşacaksınız Efendimizin S.A.V yanına

  • m.ali

    29.12.2016 00:56:54

    Iste aynı dediginiz gibi malesef diger risale cemaatlerinin hepsini toplasak yeni asyanın bu konuyla ilgilendiginin 10da 1i etmiyor. Ben de 32 yasimdayim esimle beraber ogretmenligim elimden alindi. Maddi manevi ne haldeyim bir ben bilirim. Benide en cok kiran iman ehli insanlarin bu sessizligi. Iclerinden de en cok kirildigim risale gruplari...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı