"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kamu yönetiminde ideale ulaşmak

Ahmet Sandal
05 Mayıs 2014, Pazartesi
Kamu yönetiminde ideal dediğimizde, birçok düşünce ve birçok görüş ileri sürülebilir. En kısa anlatımla kamu yönetiminde ideal dediğimizde, “yönetimde adalet, doğruluk ve şeffaflık” akla gelir. Kamu yönetiminde ideale ulaşmak zor mudur peki? Sözde kolay gibi görülse de özde zordur. Çünkü arada heva ve hevesler vardır. Hatta bazı zamanlarda bu hedef imkânsız gibi görülmektedir.
Evet, tarihlerden beridir filozofların kafa yorduğu ve zihnini meşgul eden en önemli meselelerden birisi kamu yönetiminde ideal, mükemmel ve erdeme dayanan bir nizamın nasıl kurulacağı üzerinedir. Bunun bir ütopya, yani gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir hayal olduğunu savunan filozoflar da olmuştur. Buna rağmen bazı filozoflar bu hususta bir model sunmuşlardır.
Platon, “Devlet” adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu devlette insanlar işçiler (çiftçiler, zanaatkârlar), koruyucular (askerler) ve yöneticiler (bilginler özellikle filozoflar) şeklinde üç katmana ayrılmış ve en önemli katmanın yöneticiler katmanı olduğu ve buradakilerin erdemli olduğu takdirde bütün toplumun erdem içinde yöneticiliği fikri öne çıkartılmıştır. Platon’un açtığı bu ideal Devlet anlayışı hem doğu hem de batı felsefelerinde temsilciler bulmuştur.
Doğu felsefesinde böyle bir ideal Devlet anlayışını Fârâbî’de görmekteyiz. Farabi, erdemli toplum ile ilgili Medinetü-l Fazıla kitabını yazmıştır. Bu kitapta erdemli bir toplumun özelliklerini yöneticilerin özelliklerini anlatmıştır. Adaleti sağlayacak kanunların olmasını istemiştir. Farabi, erdemli bir toplumu erdemli yöneticilerin yönetmesini istemiştir. Farabi’ye göre, yöneticilerin peygamber ya da filozof özelliğini taşımaları gerekmektedir.
Filozoflar kafa yorsa da, bunu bir hayal olarak görseler de, tarihte kamu yönetiminde en ideal yönetim örneklerini yalnızca ve yalnızca İslâm Tarihinde görmekteyiz. Asr-ı Saadet dönemi ideal yönetim açısından altın sahifeler hükmündedir.
Asr-ı Saadetin en büyük özelliği, halkın her türlü istek ve meselelerin kolayca Hz. Peygamber’e (asm), ilk halifelere ve diğer idarecilere camide namaz öncesinde ve sonrasında iletilmesiydi. Bir vali hakkında merkeze bir şikâyet ulaştığında müfettişler hemen gereği için tahkikat yaparlardı. Kayırma ve tarafgirlik yoktu. Hem Kur’ân-ı Kerîm’de ve hem de Hz. Peygamber’in (asm) Hadis-i Şeriflerinde iktisadî hayata ve tasarrufa dair ilke ve kurallar önemli yer tutmaktadır. Vergilerin toplanması ve dağıtımına bizzat Hz. Peygamber (asm) nezaret etmekteydi. Toplanan malları gerekli yerlere ve ihtiyaç sahiplerine Hz. Peygamber (asm) dağıtırdı. Bu gelenek Hulefa-i Raşidîn döneminde de devam etmiştir. Hatta öyle dönemler yaşanmıştır ki İslâm Tarihinde, zenginlik bütün topluma adil ve dengeli bir şekilde dağıtılmış ve zekât verecek fakir kalmamıştır.
Asr-ı Saadetin bu üstün ve ideal vasıflarına hiçbir dönem ulaşmak mümkün olamamıştır. Ancak, Selçukluların ve Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükselme döneminde, bu ideal yönetime yaklaşılmıştır.
Osmanlı’nın kuruluş ve yükseliş döneminde, toplumda adalet ve huzur hâkimdi. Hem Müslimlerin ve hem de gayrimüslimlerin hakları korunmuştu. Osmanlı’nın bu adaletli yönetimi bilhassa Rumeli’deki fütuhatın sür’atle yayılmasına vesile oldu. İşte bu yüzden; İstanbul muhasara altında iken Papalık’tan yardım istenmesi teklifine karşı, Hıristiyan papazlar “İstanbul’da kardinal şapkası görmektense, Türkler’in sarığını görmeyi tercih ederiz” demişlerdir.
Kamu yönetiminde ideale ulaşmak denildiğinde özetle şunu anlatmak istiyoruz: “Adalet mülkün temelidir “anlayışının geçerli olmasını kastediyoruz. Tabi bu sözün bir duvar yazısı olarak kalmasını değil gerçekten uygulanmasını kastediyoruz. Öyleyse, ideal yönetim, ancak adil ve ehil yönetim ile olur. İnşaallah, bu ahir zamanda bu ideal yönetim bir kez daha yaşanır.
Okunma Sayısı: 4799
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı