"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayaş’ta bir Ağustos günü

Ahmet Tahir UÇKUN
15 Ağustos 2015, Cumartesi
Saat sabah 10 civarı. Bahçeye doğru ilerliyorsunuz. Hoş bir sessizlik çökmüş.

Bahçenin az ilerisindeki çardakların gölgeli yerlerinde bir kaç kişi, ellerinde kitaplar, okuyorlar....

Bahçeye binanın gölgesi düşmüş, bu gölgelerde bir kaç bank, üstünde birkaç kişi, ellerinde kitaplar, okuyorlar...

Binanın içine giriyorsunuz. İleride büyükçe bir salon, salondaki kanepelerde yine birkaç kişi, ellerinde kitaplar, okuyorlar...

Binanın üst katına çıkıyorsunuz, merdivende bir genç oturmuş, elinde kitap okuyor. 

Merdivenden yukarı kata çıkıyorsunuz, koridorda hafif sıcak bir rüzgâr yüzünüzü okşuyor. Manzaralı bütün camlar açık, balkon gibi olan koridorda camların kenarında yine birkaç kişi var. Ellerinde kitaplar, okuyorlar.

Odalardan birini merak ediyorsunuz, giriyorsunuz, ama merakınız o kadar derin değil. Çünkü az-çok neyle karşılaşacağınızı tahmin ediyorsunuz. Evet, ellerinde kitaplar, okuyorlar.

Saat 12 oluyor, değişen şey konumları oluyor, okudukları yerler güneşin vurduğu yerden gölgelere doğru kayıyor. 

Değişmeyen şey: Ellerinde kitaplar, okuyorlar.

Saat öğleden sonra 15 civarını gösteriyor. Ellerinde kitaplar okuyorlar...

Saat 16, saat 21, saat 23 oluyor, namaz kılıyorlar, yemek yiyorlar, sonra? Sonra yine bir hoş sessizlik, sonra ellerinde kitaplar, okuyorlar.

Yatıyorlar, namaza kalkıyorlar, namazdan sonra gün başlıyor:

Saat sabah 10 civarı...

***

Bu arada görüyorsunuz okuyanların yaşları farklı, geldikleri yerler farklı, işleri olanların işleri, öğrenci olanların okulları, bölümleri farklı. Farklı olmayan şey ne ise, anlıyorsunuz, orada onları toplayan şey de aynı. Farklı olmayan şey ne peki? Ellerinde kitaplar... Okuyorlar...

Çoğunluğu genç bu insanları, okudukları kitaplarda “cazibedar hevesat” diye ifade edilen şeylerin çağrısına rağmen, yaz ayının sıcak günlerinde bu çağrının ve tembellik ve rahat meylinin zirve yapmasına rağmen, orada kırmızı kaplı, altın yaldızlı kitapları okumaya getiren şey nasıl bir güçtür, nasıl bir “çağrı”dır, ancak gidip siz de aralarına katılınca ve açıp kırmızı kitapları okuyunca biraz hisseder gibi oluyorsunuz.

Onlar orada sadece okuyorlar, manevî âlemlerde ise neler neler oluyor? Hangi şeytanlar kahroluyor, hangi melekler seviniyorlar, kimbilir? Hangi büyük günahlara karşılık gelen hangi belâlar geri çevriliyor, kim bilir? Hangi ruhlar hayatın anlamını çözüyor, hangileri hayatı verenin rızasını kazanıyor? Kim bilir? Hangi mevcudat, ettikleri ibadetleri şuurla ifade eden tefekkür bahislerini okuyanlara gülümsüyorlar? Kimbilir? Daha bilemediğimiz, yazamayacağımız, yazmaya kalemimizin gücü yetmeyeceği hangi değişimler tetikleniyor kim bilir? Onlar ise ellerinde kitaplar, okuyorlar...

***

Fazla yazdığımı zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Ankara Ayaş’ta Külliyat bitirme programında bir günü en kudretli edebiyatçı bile tasvir edemez ki... Sadece orada geçirdiğimiz bir iki küçük günün güzelim hatırası şu uçucu zamanda şu unutkan akıllarımızdan silinmeden bir not düşeyim istedim. Daha önemlisi ellerinde Risale-i Nurlar ile gün boyu okuyanları ve onlara hizmet edenleri karınca kararınca tebrik edeyim istedim. 

Son olarak yine Ayaş taraflarından gelen samimî ve küçük bir ricayı da sonuna ekleyerek bitireyim efendim: Sizi de ellerinizde kitaplar ile okumaya, kâinatın(ızın) rengini değiştirmeye bekliyoruz...

Okunma Sayısı: 4555
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Kiren

    15.8.2015 12:10:45

    Harika tesbitlerin var. Maşaallah. Yazılarının devamını bekliyorum. Herkese selam.

  • mustafa

    15.8.2015 11:14:30

    Kardeş okumak okumak okumak...Bolu Aladağ ı geyveyi hatırlattın bana uhuvvet bi araya gelme muhtesem duygular dunyada yasanacak.en sevindıgım olay senin yazını gormek oldu yazmaya devam kardesım

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı