"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diş eti iltihabı bebeklerde düşük kilolu doğuma yol açabilir

29 Ocak 2015, Perşembe 13:16
Düzenli diş fırçalama ve ağız bakımı ile önlenebilen diş eti hastalıkları, belirti vermeden ilerlediği için dişlerin kaybedilmesine dahi neden olabiliyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Haytaç, diş eti iltihabının diyabet, kalp-damar hastalıkları, ateroskleroz, bazı solunum sistemi hastalıkları, bebeklerde düşük doğum kilosu ve erken doğum riskiyle ilişkisinin saptandığına dikkat çekti. 

Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Haytaç, diş eti hastalıklarının belirtilerini şöyle açıkladı: “Diş eti iltihabının klasik belirtileri, fırçalama sırasında kanayan kızarık, şişmiş veya hassas diş etleridir. Diş eti hastalığında diş ve diş etleri arasında, plak ve yiyecek artıklarının toplanmasına yol açan cepler oluşmaktadır. Dişeti hastalığının bir başka belirtisi de dişlerin uzun görünmesine yol açan dişeti çekilmesidir. Tekrarlayan kötü ağız kokusu ve ağızdaki kötü tat da belirtiler arasındadır.” 

Diş eti hastalıklarının tedavisinin mümkün olduğunu belirten Prof. Haytaç, “Diş eti hastalıkları önlenebilir ve tedavi edilebilir, büyük bir oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilir. Tedavi, iyi ağız hijyeninin sağlanmasına, doğru ve erken tanıya ve doğru tedavi yaklaşımlarına bağlıdır. Periodontal tedavide en önemli aşama enfeksiyonun ortadan kaldırılmasıdır. Hastalıkların erken safhalarında tedavi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır.” diye konuştu.

Diş eti hastalıklarının ağrı oluşturmadan sinsi bir şekilde ilerlediğini vurgulayan Haytaç, şöyle devam etti: “Ağrı yapmadığı için hastalar genellikle durumun farkında değillerdir ve son safhada dişler doku desteğini kaybettiği için sallanmaya başlar. Bu safhada artık kaybedilen dokuyu tekrar oluşturmak mümkün değildir ve diş kayıpları ile sonuçlanır. Diş kayıpları sonrası kemik seviyesindeki yetersizlik protez ve implant uygulaması içinde sıkıntı yaratmasıdır. Diş eti hastalıkları sadece ağız içini etkilemekle kalmaz, bakterilerin toksik ürünlerinin kan dolaşımına katılmasıyla bireyin genel sağlığını da etkiler. Son yıllardaki çalışmalar diş eti iltihabına sahip bireylerde bazı sistemik hastalıkların gelişme riskinin arttığını göstermiştir. Artan bu riskin tıbbi risk faktörlerinden bağımsız olduğu ve diş eti iltihabının şiddetiyle ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda diş eti iltihabının diyabet, kalp-damar hastalıkları, ateroskleroz, bazı solunum sistemi hastalıkları, bebeklerde düşük doğum kilosu ve erken doğum riskiyle ilişkisi saptanmıştır.”

Diş eti hastalıklarından korunma yollarını da açıklayan Cenk Haytaç, “Tüm ağız sağlığında olduğu gibi diş eti sağlığı içinde yapılması gereken en önemli şey oral hijyene dikkat etmektir. Günde 3 defa yapılan etkin bir diş fırçalamayla (dişlerin her yüzeyini) ve diş ipi kullanımıyla büyük ölçüde korunma sağlanır. Ayrıca, 6 ayda bir hekim kontrolü şarttır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Okunma Sayısı: 1358
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı