Yeni Asya gazetesinin hanımlar okuyucuları uhuvveti arttırmak amacıyla gazete binasının konferans salonunda ‘Bediüzzaman’ın Görüşleri Işığında Kadın” konulu panel düzenlendi. Düzenlenen panele Türkiye’nin dört bir yanından dinleyiciler katıldı. Moderatörlüğünü Zeynep Aksoy’un yaptığı programa Betül Doğruer, Aslı Nur Torun panelist olarak katıldı.

Sunuculuğunu Rukiye Şahin Temiz’in yaptığı panel saniye Ergün’ün okuduğu Kur’ân tilâveti ile başladı. Daha sonra açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye Bizim Aile Dergisi Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz dâvet edildi. Program hanımların sene içerisinde gerçekleştirdikleri faaliyetlerin slayt sunumuyla ve öğrencilerin hazırlamış olduğu şiir dinletisiyle devam etti.

“Kadın insan vücudundaki ruh gibidir”

Bizim Aile Dergisi Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz, açılış konuşmasında programın tesanüdün bir numunesi olduğunu vurgulayarak sözlerine şu şekilde yer verdi: “Kadın ailede ve toplumda adeta insan vücudundaki ruh gibidir. Bediüzzaman hanımlar rehberinde insanlık akımında kadın ve aileye dair her konuya Kur’ân ve sünnet ışığında açıklık getirmiş. Kadınların fıtratlarındaki şefkat itibariyle ahir zamanda hanımlar taifesinin iman hakikatlerinin ziyade inkişaf edeceğini ve İslâm dairesinde mühim hizmetlerde bulunacağı müjdeleniyor. Tesanüdle birbirimizi teselli ederek, samimî bir ihlâsla inşallah hem kendi imanımızı hem de bütün insanlığın imanını kurtarmasına vesile olacağız. Bu noktada ümitsizliğe kapılmaya gerek yok. Arkamızda Gavs-ı azamın ve Hz. Ali’nin desteği var.”

“Kadın ve aile toplumun zembereğidir”

Programın moderatörlüğünü yapan Zeynep Aksoy, “Bugün burada kadın olarak Risale-i Nur penceresinden fıtratımızı okumaya, anlamaya çalışacağız. Ahir zamanda fıtratımızı nasıl muhafaza edeceğiz, vazifelerimiz nelerdir gibi soruların cevaplarını Risale-i Nur ışığında bulmaya çalışacağız” sözleriyle paneli başlattı. Ardından “Kadın ve Aile” başlığında kadın fıtratını anlamak üzere sözü panelistlerden Aslı Nur Torun’a bıraktı. Aslı Nur Torun, kadın kelimesinin tarihçesine değinerek kadın ve aile toplumun zembereği olduğunu vurguladı.

Aslı Nur Torun, “Kadın ve evlilik konusunda ; -Peygamberimiz (asm) hanımlarla dindarlıkları sebebiyle evlenmeyi  tavsiye etmiştir. -Aşk gibi geçici ve şiddetli hisler,bir evliliği yürütmek için tek başına yeterli değildir.Sadece bu hislerle yapılan evlilikler sağlam temellere oturtulmadığı için boşanmalarla sonuçlanıyor. TÜİK’in verdiği rapora göre 2017 senesinde evlenip aynı yılda boşanan çift sayısı 4550 olmuştur ,bu rakam çok ciddî bir rakamdır ve izdivacın hakikî sebebinin his ve hevesler olmaması gerektiğini teyit eder. Evliliklerde asıl tercih edilecek özellikler , iyi huy ve güzel hasletler olmalıdır” dedi. 

Çareyi Risale-i Nur’da

Sosyal hayatta kadın konusunda konuşan Betül Doğruer, “Kadının sosyal hayattaki varlığı ve durumu  çok fazla tartışılan bir konu.Kadını anlamak ve onu toplumda doğru bir yere yerleştirmek aslında ahlâkî ve kültürel pek çok problemin de çözülmesi demek. Bir toplumun kadını yerleştirdiği konum ;o toplumun medeniyet algısını,gelişmişliğini,ahlaki değerlerini ayan beyan gösteren bir aynadır.

Sekülerizmin dindarların da hayatınının içerisine girmesiyle birlikte “kadın sosyal hayatta olmalı mı olmamalı mı, evinde oturmalı mı çalışmalı mı?” konuları çokça tartışılır oldu.

"Kadınlar yuvalarına dönmeli”  hakikatini kadının sosyal hayattan soyutlanması olarak anlamamak gerektiğini, bunun günümüzde mümkün de olmadığını , kadının toplum hayatında varlığını kabul ederek,ne şekilde  bulunması gerektiğinin üzerinde durulmasını vurguladı. Ayrıca bir kadın dünyevileşmeden kendini soyutlayamadıysa evde oturarak da dışarda göreceği zararı kendine verebileceğine değinerek; yuvaya dönmekteki maksadın fıtrata dönmek olduğunu; yani her ne bizi fıtrattan ve fıtri vazifemizden uzaklaştırıyorsa ondan kaçınmak gerektiğini ifade etti. Bediüzzaman'ın "serseri bir adamın tahakkümüne girmektense köylü kadınlar gibi çalışınız" ifadesine de değinerek, yanlış bir evliliğin de kadını fıtri vazifeden uzaklaştırabileceğini ifade etti. "Kadın hayat-ı içtimaiyeye giriyorsa tesettürünü ve ahlâkını muhafaza ederek orada bulunmalı” dedi.

Kadının asıl tehlikesinin ve imtihanının,kadını metalaştıran anlayışın kullandığı ve teşvik ettiği "güzelliğini göstermek meyli" ile olduğunu ve çarenin; tesettür risalesi ile fıtratımızı tanıyıp ona göre davranmakda olduğunu ifade etti. 

Kız çocuklarını yetiştirirken fiziksel güzelliğin kazanılan bir meziyet olmadığını, fakat güzel ahlak ve faziletle değer bulacağını öğretmek gerektiğini söyleyerek sözlerini sonlandırdı.

Panelistlere hediyelerinin takdim edilmesinin ardından hanımların düzenlediği kermesle program sona erdi. 

Haber: Süreyya Nur İşler - İstanbul

[email protected]