"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uzmanlar: Selamet-i kalp için affedin!

30 Ocak 2016, Cumartesi 12:44
Kişilerin yaşadığı ruhsal ve fiziksel ıstırapların bir kısmı affedememekten kaynaklanıyor. Kişi gerek kendisini, gerekse bir başkasını affettiğinde o olayla ilgili zihinsel meşguliyeti ve bu meşguliyet sonucu yaşadığı hırpalanma sona eriyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, affetme güçlüğü yaşamanın kişinin hayatını zorlaştırdığını söyledi. Ünsalver bu sözleriyle de selamet-i kalp ve istirahat-i ruh için affetmenin öneminin altını çizmiş oldu.

Ünsalver, bu tespitleriyle İnsaniyet-i Kübra olan İslamiyet'in insanlar arası ilişkilerle ilgili dikkat çektiği ve teşvik ettiği önemli prensipleri hatırlattı.

'Affetmek, hoşgörü, barış, karşılıklı anlayış, uhuvvet' gibi güzel ahlakın gerekleri olarak belirtilen özellikler; Kur'an-ı Hakim'de, Hadis-i Şeriflerde ve Kur'an-ı Hakimin hakikatli ve nurlu bir tefsiri olan Risale-i Nur'da üzerinde hassasiyetle durulan önemli konular arasında yer almaktadır.

İşte önemli hayat prensiplerinden bazıları:

''Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost oluvermiştir.” (Fussilet; 34)

''O takva sahipleri, bollukta ve darlıkta bağışta bulunanlar, öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlerdir.'' (Âl-i İmran Suresi: 134.)

“Mü’minler boş sözlerle ve çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.” (Furkan Sûresi:72)

“Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” (Teğabün Sûresi:14)

''Kim bağışlarsa,Allah da onu bağışlar; kim affederse, Allah da onu affeder. Kim öfkesini yutarsa, Allah onu mükâfatlandırır.'' (Hadis-i Şerif)

“Dargınlar barışmalıdır. Bunun için, önce davranan önce Cennete gider” (Hadis-i Şerif)

'' (...) Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüt eder. zahiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adaveti idame eder. eğer iyilikle mukabele etsen, nedamet eder, sana dost olur. ''Şeref ve izzet sahibi birine iyilik etsen, onu elde edersin. Aşağılık ve kötü birine iyilik etsen, o daha da azar.'' hükmünce, mü’minin şe’ni, kerîm olmaktır (...) '' 

(Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Sayfa: 447)

“İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârane muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muamele etmektir. 

(Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Sayfa: 450)

Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver'in de açıklamalarında dikkat çektiği önemli hususlar şu şekilde:

“İnsanların yaşadığı ruhsal ve fiziksel ıstırapların bir kısmı affedememekten kaynaklanır. Herkesin başına hiç beklemediği bir anda olumsuz bir olay gelebilir. Bu tür olayları kimileri unutup geride bırakırken, kimisinin hayatı tümden değişip, yaşadığı acı hayatını yönetmeye başlar. Geçmişin değiştirilemeyeceğini herkes bilse de zihin hesaplar peşine düşer. Keşkeler, acabalar...”

Acınızı bitirmek için affedin

''Bu düşünceler affetme güçlüğünden kaynaklanır. Kişi gerek kendisini gerekse bir başkasını affettiğinde başına gelmiş olan talihsiz olayla ilgili zihinsel meşguliyeti ve bu meşguliyet sonucu yaşadığı hırpalanma da sona erecektir. Bu meşguliyetin en kötü tarafı artık her şey geride kalmışken ve kişi hiçbir şey yapamayacak haldeyken zihninin sürekli geri dönmek suretiyle geçmişin acısını bugüne taşıyor olmasıdır. Olay geçmişte kalmış olsa da duygular hep tazedir ve acı bitmek bilmez. Bu yüzden acınızı bitirmek istiyorsanız affetmek işe yarayacaktır.” 

Huzur için Affetmek!

''Huzur Karşı tarafı affetmek olayı değiştirmez, sizi rahatlatır. Kendinizi affetmek bir daha aynı hatayı yapabilirsiniz anlamına gelmez, hatalardan öğrenip kendinizi geliştirme fırsatı oluşturmuş olursunuz. Karşı tarafı affetmek size yaptığı her neyse onu haklı çıkarmaz. Yaptığı doğru demek değildir. Affetmek sizin huzura ulaşmanız içindir. Affetmekle canınızın neden bu kadar acıdığını anlarsınız, yaşadığınız olaya anlam verirsiniz, kişiselleştirmeyi azaltırsınız. Unutmayın ki asıl huzursuzluk, başınıza 2 gün önce ya da 10 sene önce gelmiş olaydan değil, incinmiş hisleriniz, düşünceleriniz ve bu düşünce ve hisler sonucu oluşan fiziksel düzensizlikten kaynaklanmaktadır.” diye konuştu. 

Bazen her şeyi olduğu haliyle bırakmanın hayatın akışını kolaylaştırıp kişiyi uzun vadede daha mutlu bir yere getirebildiğini belirten Ünsalver, şunları söyledi:

“Size acı vermiş olan her neyse onu defalarca zihninizde oynatmak yerine asıl ihtiyacınız olan pozitif hedefleri elde etmenin başka yollarını arayın. Unutmayın ki, iyi yaşanmış bir hayat en iyi intikam yoludur. İncinmiş duygularınıza odaklanıp size bu acıyı vermiş kişinin üzerinizde güç kazanmasına izin vermek yerine, çevrenizdeki sevgi, güzellik ve iyilikleri görmeye çalışın.''

Konuyla ilgili olarak Süleyman Kösmene'nin kaleme aldığı önemli yazıyı istifadenize sunuyoruz;

Kuldan özür dilemek

(...) Asıl problem kullara karşı hata ve kusurlarda ortaya çıkıyor.  Bir insana karşı hata yapmaya gör; ne sen vaktinde özür dileyebiliyorsun, ne karşı taraf seni affedebiliyor!

Problem burada!

Burada ipler kopuyor! 

Bu noktada mahşerde işimiz hayli zora benziyor.

Adavet edene adavet besliyoruz. Kötülük yapana kötülük yapıyoruz. Fenalık yapanı doğduğuna bin pişman ediyoruz. Yanlış yapanın burnundan getiriyoruz. 

Hata kabul etmiyoruz. 

Özür dilemeyi rezillik sayıyoruz, zillet sayıyoruz.

İyilik yapanı enayi görüyoruz.  

Oysa imanımız bize inadına muhabbeti, karşılıksız iyiliği, hatayı affetmeyi, mü’minleri bağışlamayı emrediyor. İmanımızın şe’ni bunlardır. 

Unutmayalım ki, bir yanlışta imanımızın iki türlü şe’ni ortaya çıkıyor:

1- Yanlışı biz yaptığımızda derhal özür dilememiz ve helâlleşmemiz.

2- Yanlışı mü’min kardeşimiz yaptığında ise özür dilese de, dilemese de onu affetmemiz.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/kerim-olana-iyilik-yapmak-ne-demektir_369922

Ehl-i imanı uhuvvete ve muhabbete davet eden Uhuvvet Risalesi'ni okumak için tıklayınız;

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/mektubat/#442

Uhuvvet Risalesi bir kardeşlik senfonisidir

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/uhuvvet-risalesi-bir-kardeslik-senfonisidir_336121

Okunma Sayısı: 4379
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı