Ramazan ayında restoranların veya alkol vs. satışı yapan yerlerin kapılarında hepimizin görmeye alıştığı bir not vardır: “Ramazan dolayısıyla kapalıyız!”
Evet, gelin bir tefekküre dalalım hep birlikte. Cenâb-ı Hakk’ın rahmet kapıları lisan-ı halleriyle şöyle seslenmiyorlar mı bize: “Ramazan dolayısıyla açığız” diye.
Allah’ın öyle kapıları vardır ki onlar her daim açıktır. Tövbe kapısı meselâ. Ya da duâ kapısı. Öyle ki Ramazanda kul ile Allah arasındaki kapıların neredeyse tamamı açıktır. İmtihan sırrını bozacak olan bazı kapılar haricinde, Yaratıcıyla aramızda kapalı kapı kalmaz neredeyse.
Rahmet yağmurlarının sağanak olarak yağdığı günlerdir Ramazan günleri. Rahmet yağmurları ile ıslanmamak ne acı! Esma-ül Hüsnanın en parlak görüldüğü günler. Göremeyenlere ne acı.. Duâların en çok kabul olduğu günlerden Ramazan günleri. Tevbelerin en çok kabul edildiği. Bir Kur’ân harfine binler sevapların yazıldığı günler. Bir tesbih tanesi “Subhanallah”a bedel ahirette binler hurma ağacı verilecek günler bu günler. Namazdaki bir “Allahuekber”e bedel kâinatın titrediği günler.
Üzerinde “Ramazan dolayısıyla kapalıyız” yazan cehennem kapılarını açmak için zorlamanın ne mânâsı olabilir ki? Aklını kaybetmemiş, daha divane olmamışlar elbetteki selâmetli yolu tercih edeceklerdir.
Cenâb-ı Hak, cennete ve rıza-yı İlâhî’ye giden kapılardan ve bahusus Ramazanda “Ramazan dolayısıyla açık” olan kapılardan girmemizi nasip eylesin. Ve O’nun rızasından uzak kapılardan ve bahusus “Ramazan dolayısıyla kapalı” olan cehennem kapılarından bizleri muhafaza etsin.