"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kutlular Abi

Ali Demir
20 Nisan 2021, Salı
Şahsî hayatımda derin iz bırakan Kutlular Ağabeyle alâkalı iki minik/küçük hatıra…

1980 Mayıs ayında öğretmen lisesinden üç arkadaş ile İstanbul’a üniversite imtihanına girmek için gelmiştik… Biz Naim ile birlikte Cerrahpaşa Tıp’ta okuyan abisinin kaldığı ‘Kimyacı Apartmanı’ndaki dersanede kalmıştık… İşte o dönemlerde tanımak nasip olmuştu Kutlular Abiyi… Ki uzun seneler sonra isminin Mehmet olduğunu öğrenmiştim. Bir hafta sonu Pazar günü yanlış hatırlamıyorsam Cağaloğlu’nda dersine katılmış ve ilk defa orada görmüştüm. O günün şartlarında dersinden ne anladığımı hatırlamam zaten mümkün değil, ama o kartal bakışlı sert görünümlü bir ağabey olarak hafızama kazınmıştı.

Üniversite imtihanına girdikten sonra Boğazda vapur gezisi ve o gün yaşanan güvenlikle ilgili sıkıntılarda, cemaat arasında teknede hep Kutlular Abinin ismi söyleniyordu. Nihayetinde onun müdahalesi ile güvenlik görevlileriyle iş tatlıya bağlanmış, gezi tamamlanmış ve ertesi gün biz de İstanbul’a veda etmiştik.

Üniversiteyi kazanıp Trabzon’da dershanede kalmaya başlayınca, 12 Eylül darbesinin dağları saran korkusu ve sıkıyönetim şartlarının ağırlığı her alanda yaşanırken, Yeni Asya camiasının ilkeli duruş destanı Kutlular Abinin nezaretinde yazılıyordu… Diğer bir taraftan da cemaat içinden birileri 12 Eylül Konsey Yönetimi’ne sempati duymaya başlamışlardı… Bilâhare 12 Eylül Anayasası referandumu öncesi 1982 yılının yaz aylarında Erzurum’da TRT’de stajımı yaptıktan sonra yolumuz yeniden İstanbul’a düştü. İstanbul’a gelirken Trabzon’dan bir ağabey gazeteye gitmemi ve Kutlular Abiyi ziyaret etmemi söyledi, ama ben bunu nasıl yapacaktım? Benim hafızamda kalan Kutlular Abi sert mizaçlı birisi idi ve ben ise gayet çekingen bir mizaca sahiptim. ‘Ben onu nasıl ziyaret edebilirim’ dediğimde o abi, ‘Selâm verir ‘Trabzon’dan selâm getirdim’ der, oturursun. İşlerinin arasında mutlaka sana buralardaki hizmetlerden sorar, sen de cevap verirsin’ demişti. Hakikaten Cağaloğlu’ndaki gazete binasında ilk ziyaretimiz de aynen Trabzonlu abinin tarif ettiği şekilde gerçekleşti.  

O zaman hayatım boyunca hiç unutamadığım bir hatıra yaşadım kendisiyle alâkalı olarak. 1982 yazındaki ilk ziyaretimde veya bir sonraki ziyaretimde evinden getirdiği sefer tasındaki yemeğini benimle paylaşmıştı… Benim üzerimde o kadar müsbet bir tesir bırakmıştı ki ifade etmem mümkün değil… Bu hadise bendeki imajı kökünden değiştirmiş, “vakur ve şefkatli” bir Kutlular abi imajı yerleştirmişti. 

O yıllarda, toplumda hızlı gelişen siyasî olaylar ile cemaat içinde yaşanan ihtilâflar devam ediyordu. Konseyciler güya demokrasiye geçiyoruz diye kendi izin verdikleri 3 parti ile 1983 Kasımında seçim yaptırmış ve tercih ettikleri partiyi de seçtirmişlerdi. Demokrat Misyonun takipçisi olan Büyük Türkiye Partisi kuruluşunun üzerinden çok zaman geçmeden kapatılmış ve yerine kurulan Doğru Yol Partisi (DYP) de seçimlere sokulmamıştı. 1984 baharında da mahallî seçimlerin yapılacağı ilân edilmişti. 

Bu ihtilâl sürecindeki baskı ve yıldırmalardan en fazla etkilenen Yeni Asya oldu; 476 gün kapatma cezası ve birkaç tane isim değişikliği gibi. 1982 Kasım referadumundan sonra bazı kesintilerle beraber 1990’lı yıllara kadar Yeni Nesil ismiyle matbuat âleminde hizmete devam edilmiştir.

1983 son baharında yapılan genel seçim sonrası 1984 yılı baharında yapılacak mahallî seçimlere DYP’nin de katılacağı kesinleştikten sonra, gazetemiz Yeni Nesil’de yoğun şekilde DYP haberleri yer almaya başladı. Üstadın içtimaî hayata dair derslerini de müzakereli bir şekilde yapıyor olsak da bu kadar yoğun tek parti haberinin gazetede neşredilmesi kafamda bazı istifhamlara sebep oldu. Kutlular Abiye mektup yazmak aklıma geldi ve şikâyetlerimi bir mektupla Kutlular Ağabeye yazdım, mektubu postaladım. Düşüncem, bazı rahatsızlıkların varlığından gazete yönetiminin haberdar olmasını temin etmekti. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, ama 1984 Mart seçimlerinden önce bana bir mektup geldi. Üzerinde el yazıyla adresim yazılmış. Mektubu merakla açınca “Mehmet Kutlular” imzasını gördüğümde şaşırdım. Kendi el yazısıyla benim mektubuma cevap yazmış…. Benim gibi dersane talebesine cevap vermeye tenezzül etmiş, tenkid ettiğim noktalara özet cevap yazmış ve o seçim dönemi için yayınlanan sarı renkli 4 sayfalık lâhikayı da içine koymuş ve ilâveten de tatmin olmazsam Trabzon’da rahmetli Ramiz Selçuk Abiyle bu konuyu konuşabileceğimi yazarak mektubunu tamamlamış.

1980’deki ilk görüşmemde hafızamda kalan “kartal bakışlı sert görünümlü” Kutlular Abi imajı, Cağaloğlu’nda sefer tasında evinden getirdiği bir parça yemeğini benimle paylaşınca “vakur ve şefkatli bir Kutlular Abi” imajına dönüştüğü gibi, benim tenkit ihtiva eden mektubuma o yoğunluk içinde cevap yazma nezaketi göstermesi ile benim dünyamda Kutlular Abiye iki sıfat daha yüklenmiş oldu. “Nezaket ve tevazu sahibi” Kutlular Ağabey…

Rabbim rahmetiyle muamele etsin ve bizleri Cennetinde buluştursun inşaallah. Amin...

Okunma Sayısı: 1059
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • cihan cambaz

    20.4.2021 00:23:55

    Allah razı olsun. bu hatırayı kaydetmeniz isabet olmuş. kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı