"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

7. Asrın Müceddidi Hz. Mevlânâ’dan Hz. Bediüzzaman’a

Ali FERŞADOĞLU
12 Aralık 2018, Çarşamba
Mevlânâ’nın vefat yıl dönümü dolayısıyla her yıl Konya’da 7-17 Aralık günleri arasında ‘Hz Mevlânâ’nın Uluslararası Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri’ düzenleniyor.

İslâm âlimlerinin büyüklerinden, tasavvuf vadisinin evliyalarından, edebiyat ve düşünce dünyamızın güneşlerinden olan Hz. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî (ra), (H. 604–672/ M. 1207–1273) Hicri 7. asrın müceddididir.

Bediüzzaman Said Nursî, “Her asırda dine ve imâna tam hizmet eden müceddidler geldikleri gibi; bu acîp ve komitecilik ve şahs-ı mânevî dalâletin tecavüzü zamanında bir şahs-ı mânevî müceddid olmak lâzım gelir.” 1 diye buna işaret eder.

Ve keza, “Hz. Mevlânâ, benim zamanımda gelseydi Risâle-i Nur’u; ben onun zamanında gelseydim Mesnevî’yi yazardım. O zaman hizmet, Mesnevî tarzındaydı, şimdi Risâle-i Nur tarzındadır,” der.

Şarkiyatçı, Mevlânâ hayranı ve İslâm dostu Prof. Dr. Annamarie Schimmel:

“Said Nursî’nin eserleri birer harika. Avrupa’yı aydınlatacaktır. O çağın Mevlânâ’sı ve müceddididir.” der. Zîrâ Mevlânâ döneminde Moğol ve Mançur kabileleri, çağın “Ye’cüc ve Me’cüc”leri İslâm âlemini kasıp kavurur. Müslümanlar kargaşa ve kasâvete atar.

Amuderya Nehri, günlerce kitap ve mürekkep karışımı bir renkte akar. Çünkü, bu fitne, ilim, irfân ve İslâm adına bütün kitapları nehre atar. Mânevî tahribatları ise fitnenin daha bir kesafet derecesinde. Moğol istilâsı, aynı zamanda, İslâm âleminin, duraklamasına büyük bir sebep olarak da kabul edilir tarihçilerce.

İşte Mevlânâ o devrede gelir. İlim, irfân, İslâm ve imânı, “akılda kalacak, kısa zamanda ezberlenecek, yayılacak bir tarzda” Mesnevî şeklinde neşreder.

Hz. Mevlânâ kimdir?

Milâdî 1207’de (Hicrî 604’te) Belh şehrinde doğdu. Babası Sultânü’l-ulemâ Muhammed Bahaeddin Veled’in soyu, Hz. Ebûbekir Sıddık’a (ra), annesi Mü’mîne Hâtun, İbrâhim Ethem Hazretleri’ne dayanır.

Babasından, Şeyh Muhyiddin-i Arâbî, Şeyh Sâdeddîn Hâmevî, Osman Rûmî gibi âlimlerden her çeşit ilmî tahsil etti.. Tefsîr, hadîs, fıkıh, mantık, usûl, meânî, edebiyât, matematik, fen ve tıp gibi ilimlerde ihtisas sahibi oldu. Divan-ı Kebîr (Divan-ı Şems de denir) ve Mesnevî gibi eserleri vardır.

Ney, rubab, kudüm gibi çalgı âletlerinin eşliğinde yapılan gösteriler, onun zamanında değil, 15. asırda, yani, ondan en az üç asır sonra ortaya çıkmıştır. Eserleri de o zaman bestelenmeye başlanmış. Hz. Mevlânâ’nın ney çalmadığı, semâ etmediği biliniyor. Bu hareketler, kendisinden sonra gelen Mevlevîlerce ihdas edilmiş. Ayrıca o, bir tarikat kurucusu da değil. Onu sadece “bir âşık, mistik bir şâir” olarak lânse etmek, büyük bir cehâlet, haksızlık, insafsızlık olur.

Horasan’dan kalkıp Anadolu’ya hicret eden Mevlânâ, camide vaizliği, kürsüde hatipliği, mektepte muallimliği, medresede müderrisliği, dergâhta mürşidliği, tekkede zâkirliği, edebiyatta şairliği, halk arasında nasihatleriyle dirâyetli ve gönülleri kucaklayan şahsiyetiyle bir deryadır.

Hakikî, gerçek Mevlevî ise, onun gibi ilim ve fazilette ona örnek alıp “takva sahibi” kişidir.  

Mevlânâ; Milâdî 1273’de (Hicrî 672’de) Cemâziyel-âhir (Aralık) ayının 17’sinde, “Şeb-i Arûs” (vuslat gecesi) diye vasıflandırdığı ölüm tünelinden geçerek Hakk’a yürüdü.

Dipnot:

1- Emirdağ Lâhikâsı, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 377.

Okunma Sayısı: 8490
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı