"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahirete gidip gelen var

Ali FERŞADOĞLU
12 Nisan 2018, Perşembe
Özellikle yabancı ülkelere seyahate çıkmadan, “Acaba nelerle, kimlerle karşılaşacağız?” diye tarif edilmez bir heyecana kapılırız. Mülk âleminin derinliklerini, melekût, ahiret âlemlerini kim merak etmez?

“Ahiret var mı, gidip gelen mi var?” sualinin cevabı Mi’rac’tır. Gidip gören, gelip haber veren var!

M’irac, Peygamber Efendimizin (asm), ruhen, bedenen, hal ile 7. kat semavata, Sidretü’l-Münteha’ya ulvî, geniş, derin ve ışıktan çok daha hızlı bir seyahatidir.

7 Kat Semavat: 1. Kat Semavat, Samanyolu ya da Kehkeşan. Rakamlar muhtelif: En küçük samanyolunda 100 milyar, orta samanyolunda 1 trilyon yıldız var. 2., 3., 4., 5., 6., 7. Kat Semavatta kaç trilyon samanyolu ve her birinde kaç katrilyon yıldız olduğunu hayal edip düşünemiyoruz bile!

Sidretü’l-Münteha’ya (zaman ve mekânla sınırlı olan madde dünyasının, imkân âleminin, kâinatın ve yaratılmış varlıkların son sınırı, Peygamberimizin (asm) 7. Kat semavatın maddî âlemin son sınırındaki makamı)

Kab-ı Kavseyne, (İmkân ve Vücub ortasında, kâinat ile Hâlıkı ortasındaki makam, Allah ile görüşme, buluşma makamı).  Mi’rac, Peygamber Efendimizin (asm) uhrevî âlemlerde bir seyahattir, bir buluşmadır. Evet, Mi’rac’a mazhar olan o Zat, (asm) bir an-ı vahidde sür’atle gitmiş; görmüş, gelmiş ve haber vermiştir.

Mi’rac’ın binlerce mücessem örneklerini görüyor, biliyoruz: Salyangozun hızı saatte 0,05, yürüyen insanın 5, bisikletlinin 50, uzay mekiğinin sür’ati saatte 30.000 kilometredir.

Işığın saatteki hızı 1 milyar 80 milyon kilometredir. Güneşten daha büyük trilyonlarca yıldızı saatte 1 milyon 600 km hızla yol aldıran, Nur-u Muhammedi’yi hiper ışık hızıyla uzayın derinliklerinde dolaştıramaz mı?

Yalnızca Peygamber Efendimize (asm) nasip olan bu ulvî seyahat Mi’rac, bizim ile, duygularımız ile, kalbimiz ile, maddî âlemlerimiz (kâinat) ile, namaz ile ilgili bağlantılarının ortaya çıkması, anlaşılması, tezahür etmesi, anlatılmasıdır.  Bediüzzaman, Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler isimli eserinin Otuzbirinci Söz’ünde, bu hakikatleri anlatır. Keşke bu günlerde, aile boyu Mi’rac-ı Nebeviye (asm) Risalesini okusak ve mütalâa edebilsek!

Ve keşke, Mi’rac hakikatini derin manalarıyla anlayabilsek, idrak edebilsek...

Belki ve muhakkak ki o zaman, bu basit, manasız, lüzumsuz, haksızlıklardan, hukuksuzluklardan ve zulümlerden kurtulurduk...

Okunma Sayısı: 4475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı