Âlemlerin Rabbi Hadi-i Zülkemal olan Allah, “12 veya 15 yaşını aşan akıl ve baliğ olanları mükellef” tutuyor; âlimleri, uzmanları değil!

Onların ilimleriyle mütenasip sorumlulukları ayrı bir meseledir.

Meselâ, ben ekonomist değilim; ekonomiyi anlamam, ama ekonomistleri anlarım! Ressam değilim, ama güzel resmi anlarım. Aşçı değilim, ama hangi aşçının yemeği daha lezzetli ve güzel anlarım!

Demek, anlamak için ressam, aşçı olmak lâzım gelmez.

Bediüzzaman, bununla ilgili dünya çapında muhteşem bir ölçü verir:

“Sual: Nasıl anlayacağız? Biz câhiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.

“Cevap: Çendan cahilsiniz, fakat âkilsiniz. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil... İşte, müştebih ağaçları gösteren semereleridir. Öyleyse, benim ve onların fikirlerimizin neticelerine bakınız.”1  Şimdi gelelim, iktidarın IMF’ye olan borcumuzun kesilmesine dair yapılan şovlarına, gerçek dışı beyanlarına. Ben zaten usta yalancılardan bıktım. 

Siz de ekonomist değilseniz, âkil adam değilseniz bile, akıllı olduğunuzdan IMF’ye olan borç şov meselesini anlarsınız: “IMF’ye olan borcumuzu kestik!” diyorlar. Artık IMF’den kimse çok para almıyor. 15-20 ülkenin sembolik borcu varmış zaten. 

Şöyleki: “Yunanistan, 15.2 milyar $, Ukrayna, 6.7 milyar $, Pakistan, 2.9 milyar $, Ürdün, 1.1 milyar $.

“IMF’ye borcu olan diğer 11 ülkeden Tunus, 788 milyon $, Sırbistan, 35 milyon $ dolar arasında değişiyor. (Ekonomist Hakan Osmanoğlu/kişisel blog sayfasında/Yeni Asya, 21 Ağustos 2015.)

Ekonomistimizin aynı yazıdaki şu paragrafını da aktarmam lâzım:

“IMF'ye borç için ihtiyaç kalmamıştır. Para piyasaları herkese istediği kadar borç verebilmektedir artık. Yoksa on yılda 100 milyar dolarlardan 400 milyar dolarlara çıkan dış borç başka nasıl açıklanabilir ki?.. O nedenle IMF'ye olan borcun kapatılması diye bir başarı olmadığı ortadadır.”

Biz, usta, yalan, gerçek dışı beyanlardan, şovlardan baktık, usandık!

Ey akıllı, insaflı, vicdanlı iktidar muhipleri! Siz bıkmadınız mı, mihenge vurmayacak mısınız?  

Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 50.