Fanatik AKP’lilerin çoğu bilerek ve kasten ve gerçekten bazıları samimî, dürüst AKP’ye rey vermiş olanlar şu argümanı bilmeyerek kullanıyor:
“Alternatif mi var, kime oy verelim? Başka hangi parti var?”
Size, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin içtimaî-siyasî ölçü ve prensiplerini ortaya koyan çağımızın müceddidi, en büyük müfessiri, Bediüzzaman’dan tesbitlerini nakledeceğim.
Buyurun:
Elhasıl: Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder.
Size bir misal söyleyeceğim: Siz göçersiniz. Göçerin malı koyundur; o işi bilirsiniz. Şimdi herbiriniz, bazı koyunları bir çobanın uhdesine vermişsiniz. Halbuki çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdir. Tamamıyla ona itimat etseniz, rahatla evlerinizde yatsanız, biçare koyunları müstebit kurtlar ve hırsızlar ve belâlar içinde bıraksanız daha mı iyidir; yoksa onun adem-i kifayetini bilmekle nevm-i gafleti terk edip, hanesinden her biri bir kahraman gibi koşsun, koyunların etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla, hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin, daha mı iyidir? Acaba Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden şu sır değil midir?1
Alternatif gözükmüyorsa, arayıp bulacaksın!
“Çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersiz” oldukları ortaya çıkmışsa, “Ne yapayım, bunlarla idare edeceğim” diyemezsin!
Rüşvetçi, yolsuz, hırsız, beceriksiz, aldanan, aldatanlara tamamıyla itimat edip, oy verip “rahatla evlerinizde yatmazsınız!”
Su bulamazsanız, “Şarap içeriz, o olmazsa bira şaraba göre daha ehvendir!” diye bira içemezsiniz! Su aramaya devam edeceksiniz. Bulamazsanız kuyu kazıp su çıkaracaksınız! Kuyu kazmaya gücünüz yetmiyorsa, kuyu kazıcı arayacaksınız, birlikte kazacaksınız.
İnsanlar kuyu kazmaya gelmiyorlarsa, kuyu kazmaya gelmeleri için çalışacaksınız; bira içmeye devam edemezsiniz!
İki: Sorgulayacaksınız! Hz. Ebubekir (ra), “Kur’ân ve Sünnet yolundan gidersem beni dinlersiniz, gitmezsem… ‘Seni kılınçlarımızla doğrulturuz!” demediler mi?
Sıradan bir Sahabi (Zira, Sahabiler de ilk Müslüman olanlar, Bedir’e iştirak edenler, Uhud’a iştirak edenler, âlim olanlar vs., vs. gruplara ayrılıyor) devlet reisi, Halifeyi: “Ey Ömer ben seni dinlemiyorum!” diye sorgulamadı mı? Neden seçtiklerinizi sorgulamıyorsunuz? Neden yöneticileri, seçtiklerinizi dürüst olmaya yönlendirmiyorsunuz?
“Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden şu sır değil midir?”
Mamehuran hırsızları meşhurdu. Zira, çoban tembel, yardımcısı kayıtsız, köpek değersizdi. Baktılar ki böyle olmayacak! Herkes evinden bir kişi göndermiş, koyunların etrafında halka tutmuş.
Hırsızlar koyun çalamadılar! Açlıktan ölmektense, tevbe ettiler. Ve tekye’ye yerleştiler. Tekye’yi bekleyen çorbayı içer!
İşte Bediüzzaman, “Alternatifi böyle oluşturacaksınız; hak ve hürriyetlerinize sahip çıkacaksınız, demokrasiye sahip çıkacaksınız; şeffaflığı isteyeceksiniz; sorgulayacaksınız ve koyunları kurtaracaksınız!” diyor.
“Siyasal İslâmcıların” sıkıntısı şu: Dindara oy vereceksiniz, diyor. Bu sefer o da dinin arkasına sığınıyor! Onu sorgulamak, dini sorgulamak gibi algılatıyor!
Koyun-kuzu tandır kebaplarını götürmeye devam ediyor!
Niye tevbekâr ve sofi olup çorbaya talip olsun ki!
Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 46.