"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âyetlerin işarî mânâları bilinmeli

Ali FERŞADOĞLU
25 Ekim 2017, Çarşamba
Kur’ân âyetlerinin bir çoğu zahiren nazil olduğu anın olaylarına işaret etmekte, işari olarak da başka mânâları anlatmaktadır.

Ancak insanın bakış açısının ve muhatap olduğu olayların az olması, bu âyetlerin tam olarak anlaşılmasını engeller. Benzer yaklaşım, hadisler için de söz konusudur. Zira bazı hadisler de insanların henüz bilemediği veya yaşamadığı olaylara işaret etmektedir. Hz. Peygamber (asm), gaybaşina nazarıyla (gaybı bilmeye alışık) bazı olayları gerçekleşmeden İlâhî izinle bilmekte ve hadis-i şerifinde o olaya işaret eden remizler saklamaktadır. 

Ebced hesabından ve cifir ilminden faydalanılarak âyet ve hadislerden işari mânâlar çıkarmanın İslâm tarihinde, âlimler arasında kabul görmüş bir yöntem olduğunu ifade eden Bediüzzaman, öncelikle Kur’ân’da geçen “elif-lam-mim” gibi mukattaat-ı harf (kesik harf) dolayısıyla Peygamberimize (asm) ümmetinin ömrünün kısa olacağını söyleyen Yahudi âlimlerine, diğer harfleri de söyleyerek uzun olacağını, dolayısıyla onların sustuğunu nakleder.1 İslâm geleneklerinden ve İslâm âlimlerinden müşahhas örnekler verir. Hz. Ali’nin (ra) meşhur Celcelutiye kasidesinin hesab-ı ebcedî ve cifirle yazıldığını, Cafer-i Sadık (ra) ve mutasavvıf Muhyiddin-i Arabi gibi zatların harflerin sırlarıyla ilgilenip ebced hesabını bir prensip olarak kabul ettiklerini belirtir. 

Ayrıca edipler arasında kullanımının âdeta gelenek haline geldiğini ve san’atı daha güzel göstermek için ebced hesabını kullandıklarına dikkat çeker.2 Şuâlar isimli eserinde de, Necmeddin-i Kübrâ ile Muhyiddin-i Arabî gibi binler ulemanın, küllî hadiselerine, hatta nefsin cüz’î ahvaline dair âyâtın mânâ-yı sarihi değil, işarî mânâlarını beyan sadedinde çok yazıları var olduğunu ve eskiden beri âlimler arasında makbul bir riyazi/matematik prensip olan ebced ve cifiri kullandıklarını hatırlatır.3 Hatta hususî tarihlerde ve mezar taşlarında ediplerin kullandıkları bilinen bir ilmî kanun olduğunu vurgular. Eğer o kanuna bizzat ve kasten denk düşürme çabası olmazsa gaybî işaret, eğer sun’î ve kastî yapılsa, yalnız bir letafet, bir zarafet, bir cezalet olacağını beyan eder. Dolayısıyla ona göre, ebced hesabı makbul ve genel bir ilmi kanun, prensiptir.4

Dipnotlar:

1- Tefsir-i İbn-i Cerir, 1/68-71; Tefsir Ed-Dürr-ür Mansur.

2- Bediüzzaman, Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 87.

3- Bediüzzaman, Şuâlar, s. 363. 

4- Bediüzzaman, age. s. 613.

Okunma Sayısı: 1749
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı