"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bediüzzaman bize, medeniyet dili hediye etmiştir!”

Ali FERŞADOĞLU
24 Haziran 2016, Cuma
Prof. Yusuf Kaplan: Bediüzzaman, Osmanlı’nın cumhuriyete geçiş sürecinde İslâm coğrafyasının yetiştirdiği en büyük düşünür.

Bediüzzaman bütün zamanları seferber edebilmiş, bütün zamanları kendi çocuğu kılabilmiş, bütün zamanların çocuğu olabilmiş. Düşünür olarak Bediüzzaman, Hz. Peygamber’de (asm) benim gözlemlediğim âlim, arif ve hakim esmasını bizatihi kendi kişiliğinde tecessüm ettirmiş tek kişi. Bu öbür âlimleri küçümsediğim anlamına gelmez.

Bediüzzaman’ı diğer âlimlerden ayıran bize hediye ettiği iki dildir. Bediüzzaman İslâm düşünce geleneğini fıkhı, kelâmı, hadisi, tarihî, tasavvufu, ebcedi... harekete geçiren tek figür. Bediüzzaman sadece bir alana hapsedilemeyecek kadar büyük. Tasavvufla ilişkisi görünmese de müthiş bir nefis terbiyesi ve tezkiyesini hayatından örneklerle bize sunuyor. Kendini heves için değil havas için yazmaya adamış birisi. Havası harekete geçirmeye çalışmış. Medresetüzzehra projesi üzerinde 30-40 sene düşünmüş. Medeniyetin, ilim ve düşünce geleneğinin yeniden harekete geçirilmesiyle ihya edileceğinin farkına varan tek insan. Başkası yok.

Medeniyetin dilinin nasıl olması gerektiğini gösterecek bir dil hediye etmiştir. Eğer bir medeniyet ideası geliştiriyorsak Bediüzzaman’ın dili beslenebileceğimiz en önemli kaynak. Ben Türkiye’deki lâik çevreleri geçtim. Diğer kesimlerin Bediüzzaman’a ilgisizliği anlaşılamaz birşey. Bediüzzaman gibi bir şahsiyet gelmiş, dehşet bir proje var. Ne yapabileceğimizi gösteriyor. Bizim yeniden oturup anlamamız lâzım. Bediüzzaman, Avrupa’dan bazı yapıları alabileceğimizi, ancak bunun tek başına bir hürriyet getirmeyeceğini eserlerinde söylüyor. Hürriyetin ancak İslâmî davranış biçimlerini, İslâm ahlâkını bütün olarak algıladığımızda geleceğini söylüyor. Bediüzzaman çağın şahidi ve zamanın ruhunu kavramış bir düşünür. Kendi omurgamıza zarar vermeyecek şekilde, yabancı değerleri kendimize omurga yapmayacak şekilde değişime açık fikirleri var.1 Prof. Dr. Mehmet Kaplan, “Türkçe’nin felsefe dili olmadığını” belirtir. 1996’da YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, “Türkçe bilim dili değildir, yakın bir gelecekte de olması beklenmiyor” demişti. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, “Türkçe ile felsefe yapılamaz” derken, her halde bu saikle söylemiştir.

Bediüzzaman ise, Türkçe’yi, hem ilim, hem felsefe dili statüsüne yükseltmiştir. İmanı ilimleştirmiş, şiirleştirmiştir. Şiiri, imanlaştırmış, ilimleştirmiştir. Dili revnaklaştırmış, selis hale getirmiş, üslûbu yükseltmiştir. 

Okunma Sayısı: 1835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı