"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman da aklını Risale-i Nur’a karıştırmamış!

Ali FERŞADOĞLU
30 Mart 2015, Pazartesi
Neden Risale-i Nur’un meslek ve meşresine sadâkatla bağlanmalı ve kendi aklımızı ona karıştırmamalıyız? Çünkü, Bediüzzaman da kendi aklını karıştırmamış! Bu ne anlama geliyor?

“En yüksek akılların anlamakta zorlandıkları meseleleri ortaya koyan… Fizik kimya, biyoloji, astronomi gibi fen, matematik, mantık, tarih, sosyoloji, psikoloji gibi sosyal; ilimleri kendi kendine mütalâa ederek uzmanlarıyla tartışıp onları mağlûp edecek ve kitap yazacak çapta öğrenen Bediüzzaman; aklını Risale-i Nur’a nasıl karıştırmamış? Bu nasıl bir mantıktır?” diye düşünülebilir.

Risale-i Nur’un, kendi aklının ve zekâsının eseri olmadığını; fikrini karıştırmadığını ısrarla vurgular. Geniş kitlelere yayılması, okunması ve gönülleri fethetmesinin en önemli sebeplerinden birisinin, “kendi aklı ve zekâsını karıştırmamasına” bağlar. 

Takip edelim: Bu zamanda gayet kuvvetli ve hakikatli milyonlarla fedakârları bulunan meşrepler, meslekler, tarikatler, bu dehşetli dalâlet hücumuna karşı zahiren mağlûbiyete düştükleri halde benim gibi yarım ümmi ve kimsesiz ve mütemadiyen tarassud altında, karakol karşısında ve müthiş müdeaddit cihetlerle aleyhinde propagandalar ve herkesi benden tenfir etmek vaziyetinde bulunan bir adam, o meslerden daha ileri, daha kuvvetli dayanan Risale-i Nura sahip değildir ve o eser onun hüneri olamaz, onunla iftihar edemez. Belki doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîmin bu zamanda bir nev’î mu’cize-i maneviyesi olarak rahmet-i İlâhiye tarafından ihsan edilmiştir.

“Said’in fikrî ve ilmî ve zekâsının eseri olmadığına delil, Risale-i Nurda öyle parçalar var ki, bazı altı saatte, bazı iki saatte, bazı bir saatte, bazı on dakikada yazılan Risaleler var. Ben yeminle temin ediyorum ki, Eski Said’in kuvve-i hafızası da beraber olmak şartıyla, o on dakika işi on saatte fikrimle yapamıyorum. O bir saatlik risaleyi, iki gün istidadımla, zihnimle yapamıyorum ve o bir günde altı saatlik risale olan Otuzuncu Sözü ben ve ne de en müdakkik dindar feylesoflar altı günde o tahkikatı yapamazlar. Ve hakeza. . .”1

İman, ibadet, muamelat dahil bütün meselelerin kendisine hatırlatıldığını söyler: İmanî hakikatlerini yazmaya şiddetli bir ihtar-ı gaybî hissettim.2 Bu Ramazan-ı Şerifteki kıymettar vakitleri radyonun malayaniyatıyla zayi etmemesi için manen kalbime kaç defa ihtar edildi ki.”..

Dipnotlar: 

1- Şuâlar, s. 588. 2- Emirdağ Lâhikası, s. 326, 39, 52, 76. 3- Lem’alar, s. 364. 

Okunma Sayısı: 25445
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep

    30.3.2015 22:05:37

    "Risale-i Nur, doğrudan doğruya Kur’ân’ın feyzinden mülhemdir ve semâ-i Kur’ânîden ve âyâtının nücûmundan, yıldızlarından iniyor, nüzûl ediyor. Risâle-i Nur doğrudan doğruya Kur’ân’ın bâhir bir bürhânı ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem’a-i i’câz-ı mânevîsi ve o bahrin bir reşhası ve o güneşin bir şuâı ve mâden-i ilm-i hakîkatten mülhem ve feyzinden gelen bir tercüme-i mâneviyesidir." Üstad ,Risale- Nur doğrudan doğruya Kur'an'ın feyzinden mülhemdir,diyor.Yani bir çeşit ilhamdır,diyor.İlham ise evliyaya da olur hatta şairlere de olur,hatta mucitler de binlerce deneyden sonra anlamadıkları bir yerden ve zamanda da olur.Hatta arıya da ilhamat vardır.80 kitabı hıfzına almış ve bunları çok tekrar etmiş üstadtan bahsediyoruz.İlham alim ve deha seviyesinde olan üstada gelmiş."Kur'anı'ın feyzinden geldi",diyor.Bunlardan sonra Üstad risale-i nur'a aklını karıştırmamış demek,problemli ve yanlış anlaşılabilir bir laf olmuyor mu muhterem Ağabey?

  • R.Kalyoncu

    30.3.2015 11:35:15

    Risale-i Nur eserlerinin, özellikle ayetlerin tefsirleri ile ilgili bölümlerinin; ilham-ı ilahîye mazhar olduğu ve Müellif-i Muhteremin, "fikir, ilim ve zekâsının" karışmadığı doğrudur. Ancak, bu hususun "Eserlerin bütünüyle; Müellifin aklen, fikren ve ilmen hiçbir dahli ve katkısı, olmadan telif edilmiştir," şeklinde algılanmasına meydan vermemek gerekir. Eserlerde vehbî bölümler olduğu gibi kesbî bölümler de vardır. Bu noktayı iyi ayırdetmek ve dengeyi muhafaza etmek lazımdır.

  • Ali Vefalı

    30.3.2015 09:41:21

    Evet bu yazdıklarınıza aynen katılıyoruz. Ama kendi akıllarını beğenenlere bunları anlatmak epeyce güçtür. Anlayana kadar zorluklar yaşanacağı muhakkaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı