Evvelâ bu bir krizdir. Veya büyük bir krizin habercisidir. Zira;
-Ekonomide derin kriz görünmüyordu. Yatırımlar, açılışlar sürüyor; iktidar kenetlenmiş gibi görüntü veriyordu.
-AB’den, ABD’den destek mesajları geliyordu.
-Terörle etkin bir şekilde mücadele ediliyordu. (Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da adı konmamış düşük yoğunluklu savaş olsa da…)
-Başbakan Davutoğlu yüzde 49.5 oyla gelmiş, AKP iktidarı güçlü idi.
Ne oldu da birdenbire Başbakanlık krizi, AKP olağanüstü krizi çıktı? Çünkü, bu iktidar;
Kur’ân’ın ve Sünnet-i Seniyye’nin zamanımızdaki içtimaî ve siyasî ölçülerini belirleyen, dinsizlik, maneviyatsızlık, ahlâksızlık, tefrika, zulüm, işkence ve sömürülerin asıl kaynağı Deccal ve deccalizmi;1 ve şubeleri olan “ifsat, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerini” keşfedip mücadelenin stratejisini çizen,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin şahsında ülkenin ve İslâm âleminin bütün problemlerini teşhis edip, çözüm yolları gösteren, “siyâset tabiblerine, teşhis-i illete (siyaset doktorlarına hastalığı teşhise) dâir”2 Münâzarât’ı yazan; Var olan Türk-Kürt-Arap ve İslâm kardeşliğini; Ve ittihad-ı İslâm’ı pekiştirecek olan Risale-i Nur’u dinlememenin, okumamanın, nazara vermemenin, üstelik âlet etmenin, üstüne üstlük 666 gün yasaklamanın tokadıdır bu… Hastayı doktora bedel siyasetçiye, mühendise götürürseniz öldürürsünüz!
Evet, iktidardaki bu krizin sebebi budur!
Komünistlerin, dinsizlerin, teröristlerin, ateistlerin, PKK vesair teröristlerin eserleri harıl harıl basılıp dağıtılırken; Türk-Kürt-Arap-Çerkez, 27 etnik kökenli, 21 dilli milletimizin birlik ve beraberliğini, ülke bütünlüğünü ve hatta ittihad-ı İslâmı temin edecek olan Bediüzzaman’ın eserlerinin basımı iki sene boyunca yasaklanması…
Ve halen, çağın en büyük tabibi, en büyük müceddidi, en büyük müçtehidi Bediüzzaman’ın Kur’ânî ve Nebevî ilâçlarını değil, “deccalizmin/süfyanizmin” ve dahi Kemalizmin müstebit, gayr-i insanî metotlarını uygulamaya kalkmaktır.
Bu tokatlar daha da şiddetlenmeden aklımızı başımıza devşirmeli değil miyiz?