Ana maddelerini şöyle sıralayabiliriz: Müceddid ilimde râsih, derinlik sahibi; hem kesbî ilme, hem de Vehbî ilme Kur’ân’ın tabiriyle “Ledün ilmine” (Kehf Sûresi, 65.) sahip olmalıdır.

-Mânevî ilimlerde, (Tefsir, hadis, kelâm, fıkıh, tasavvuf, ahlâk, siyer, vs)

-Sosyal ilimlerde, (psikoloji, sosyoloji, pedagoji, eğitim, felsefe),

-Fen ilimleri (tıp, astronomi, fizik, kimya, biyoloji vs) gibi bütün ilimler hakkında da yeni bakış açıları getirmelidir.

Müceddidin ilmi, çağın ilmi birikiminin ilerisinde olmalıdır.

 Yenileyiciliği kapsamlı olmalıdır. Sadece bir mevzuda değil, iman esasları, ibadet (İslâm şartları), ahlâk, ukubat (cezalar dair), ilim, hukuk, eğitim, içtimaî, siyasî bütün mevzuları ihtiva etmelidir.

Yalnızca, Müslümanlara, yalnızca İlahiyatçılara, dindarlara değil; insan, aile, toplum, İslâm, insanlık âlemine hitap etmelidir.

Buna ilâve olarak, sosyal katmanların (dindarlar/müttakiler, çocuklar, gençler, hanımlar, ihtiyarlar, hastalar, ilim adamları, siyasetçiler, idarecilerin…) hepsine yol haritası çıkarmalıdır. Ve her kesimin problemlerini çözmeli, hastalıklarını teşhis ve tedavi etmelidir.

Müceddid, fevkalâde bir takva, zühd ve istiğna sahibi olmalıdır.

Müceddid-müçtehid, fevkalâde bir cesarete, dirayete sahip olmalıdır. Hakikâti, en zalim ve cebbarların yüzlerine karşı haykırabilmelidir. İdarecilerin, ilmî, siyasî veya iktisadî hâdiselerin etkisi altında kalmamalıdır.

Etkilemeli, ancak, etkilenmemelidir.