Özellikle gelişmiş, zengin ülkelerde aile değerler aşınmış, bağlar kopmuş! Bu durum ferdi ümitsizlik ve madde bağımlılığına itmiş. Bu problem, İslam alemini de tehdit ediyor:
“Benimle görüşen ekserî dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvâlar işittim. ‘Eyvah!’ dedim. ‘İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı (sığınağı) ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?’ dedim. Sebebini aradım. Bildim ki, nasıl İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesine ve dolayısıyla din-i İslâma zarar vermek için, gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesâtıyla sefahete sevk etmek için bir iki komite çalışıyormuş. Aynen öyle de biçare nisâ taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim. Ve bildim ki, bu millet-i İslâma bir dehşetli darbe, o cihetten geliyor.” (Lem’alar, s. 203.)
15 Mayıs Milletlerarası Aile Günüdür. Ne var ki, bir gün, bir hafta, hatta bir yıl ile bile anılıp halledilecek bir mesele değildir. Zira, aileyi yakan ateşin “Alevleri göklere yükseliyor, içinde evladım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor…” (Asay-ı Musa, s. 250.)
Çoluk-çocuk, akraba, komşu, milletimiz ve tüm insanlığı Deccalizm/Süfyanizm ve kolları “ifsat, ahlaksızlık, dinsizlik komitelerinin” güdümündeki, tv, internet, sosyal medyanın çıkardığı yangınlar kasıp kavuruyor! Kayıtsız, duyarsız iktidar itfaiyecilerini itimat edip seyredip bekleyemeyiz! Zira, Peygamberimiz (asm) buyurmuş:
“Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.” (Buhârî, Cum`a 11) Eğer çoban biz isek, işi iktidara havale edip bekleyemeyiz.
“Şimdi herbiriniz, bazı koyunları bir çobanın uhdesine vermişsiniz. Halbuki çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdir. Tamamıyla ona itimat etseniz, rahatla evlerinizde yatsanız, biçare koyunları müstebit kurtlar ve hırsızlar ve belâlar içinde bıraksanız daha mı iyidir; yoksa onun adem-i kifayetini bilmekle nevm-i gafleti terk edip, hanesinden her biri bir kahraman gibi koşsun, koyunların etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla, hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin, daha mı iyidir? Acaba Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden şu sır değil midir?” (Münâzarât, internet, s. 45)
Çoluk-çocuğumuzu hırsızlara çaldıramayız!