27 Mayıs 1960 kanlı; 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 münafıkane ve 28 Şubat 1997 darbelerinin gerekçeleri hep aynıdır. Darbeci başı Kenan Evren şu şekilde sıralamıştı:
1. Devlet organlarıyla işlemez duruma getirilmişti. (Kendilerinin payı ve kasıtlı hareketleri ne kadar acaba?)
2. Anayasal kuruluşlar tezata/suskunluğa düşürülmüştü.
3. Siyasî partiler çekişmelerle uzlaşmaz ve birlik olamaz vaziyete gelmişler, lüzumlu tedbirleri almamışlardı. Atatürkçülük yerine irticâî ve sapık ideolojik fikirler üretilmişti.1
12 Eylül 1980 İhtilâlinden sonra aynı zihniyetin hazırlayıp asker-sivil 500 bin kişiye dağıtılan, Türkiye’de Bölücü ve Yıkıcı Akımlar isimli, “Hizmete Özel” kitapçığından bazı pasajlar aktaralım şimdi. Bu arada, kitabın mevzularının, binlerce yerde, yüz binlerce resmî ve sivil kişiye özel olarak brifing tarzında verildiği, okullarda ve belli mahfillerde beyinlerin yıkanırcasına tekrarlandığını da hatırlatalım.
Kitabın 16. sahifesinin sonunda bir başlık: “Türkiye’de yıkıcı ve bölücü akımlar: Aşırı sağ, Kürtçü-bölücüler ve komünizm.” Sıralamaya dikkat ederseniz, meselenin vehâmeti daha iyi anlaşılır sanırım.
24. sahifesinde de, aşırı sağ gruplar şöyle tasnif edilip şema halinde gösterilmiş: Aşırı milliyetçilik, teokratik devlet savunucuları, tarikatlar, siyasî partiler, yurtiçi ve yurtdışı kuruluşlar.”
Tarikatlara, karman-çorman bir sıralama yapılmıştı: Nurculuk, Süleymancılık, Nakşibendilik, Ticanîlik, Biberîlik, Kadirîlik.”
27. sahifede, “irticaın kaynakları” sıralanmış: “Memleketimizde irtica Nakşibendîlik, Biberîlik, Ticanîlik, Kadirîlik, Rufaîlik, Nurculuk, Süleymancılık.”
29-38. sahifeler arasında da Nurculuk-Nakşibendîlik-Süleymancılık” hakkında olmadık uydurmalar, yakıştırmalar, yalan-yanlış bilgiler verilmiş, resmen iftiralar atılmış. Bölücü ve tehlikeli akımlar olarak başta Nurcular, Nakşibendiler, Süleymancılar ve benzeri gönüllü kültür kuruluşları kabul edilmekte; akla hayale gelmedik yakıştırmalar, yalanlar, uydurmalar yapılmaktadır. Bırakınız paragraf ve bölümler arası çelişkiyi, hemen aynı satır ve cümlelerde tezatlar hemen göze batmaktadır.
İsterseniz, Nurculuk hakkındaki bir cümleyi, ibret-i âlem için ehl-i insafın nazarlarına sunalım:
“Nurculuğun asıl amacı ibâdet falan değildir... Ayrıca Nurcular bu faaliyetlerinde komünistlerle de işbirliği yapmaktadırlar... Nurcular Anayasayı kaldırıp Kur’ân’ı anayasa olarak ilân edeceklerini...” (Hizmete Özel: 38)
TAZİYE: Ömrünü verdiği Risale-i Nur’a yönelik bandrol ve tekel engelinin kalkmasında çok büyük emekleri olan; Zübeyir ve Kutlular Ağabeylerin yakın hizmet arkadaşı, Yeni Asya gönüllüsü, DYP eski Hatay Milletvekili Nureddin Tokdemir’e Cenâb-ı Rahim-i Mutlak olan Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza sabr-ı cemil niyaz ederiz.
Dipnot:
1- Preston Huges, Atatürkçülük ve Türkiye’nin Demokratikleşme Süreci, s. 129-130.