"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindarlar iktidarında dinden uzaklaşmak!

Ali FERŞADOĞLU
05 Eylül 2015, Cumartesi
“Türkiye dinden uzaklaşıyor.” Yazar Mustafa Akyol, Al Monitor gazetesi için kaleme aldığı makalesinde AKP döneminde Türkiye’nin dindarlaşmadığını aksine gittikçe dinden uzaklaştığını öne sürdü.

“Türkiye dindarlaşmıyor, aksine dinden giderek uzaklaşıyor” başlıklı makalede Akyol, bu tezini destekleyecek bir araştırmadan da örnek verdi. Akyol yazısında, “Geçen 13 yıllık İslâmcı iktidarın sonucunda ortaya çıkan tablo, yolsuzluk, adam kayırmacılık, kibir ve bir de çok çirkin bir İslâm-içi kavga oldu. Diyanet İşleri Mehmet Görmez’in de kısa süre önce uyardığı gibi, bugün genç kuşaklar ‘Eğer din buysa, biz o dünyada yokuz’ diyebilirler. Ve Türkiye dinden daha da hızlı şekilde uzaklaşabilir” görüşünü dile getirdi.1

Peki, bu vahşet ve dehşet karşısında iktidardakiler ne yapıyor?

O şan-şöhret, makam, mevki benim, bunlar senin!

O müdürlük senin, bu müdürlük benim!

O başkanlık senin, bu başkanlık benim!

O arsa senin, bu parsa benim!

O ihale senin, bu ihale benim!

Üstelik, bütün bunlar, dindarlar eliyle yapılıyor.

Kemalizm, ilk dönemde “hocaları, şeyhleri, dindarları” kullanıp, ilke ve inkılâpları yerleştirdiği gibi;

Son döneminde de yine kendisini “dindarlarla, İlahiyatçılarla” takviye ediyor; ayakta tutuyor! Bunlar istatistiki rakamların söylediklerinin bazıları!

Şu da bir yakıştırma falan değil, ayniyle gerçek:

Süfyanist sistemin çarklarına kapılan, makam, mevki, şan-şöhret, tamaha kapılan insanlar müstebit rejimi, sistemi ayakta tutmak için ne yapıyor, nelerini feda ediyor!

İşte, yerli-yabancı “ifsat, dinsizlik, ahlâksızlık, zındıka komiteleri”, küresel canbazlar ve global büyücüler; “şan-şöhret, tamah” hastalığına müptelâ olanları şöyle tuzak kuruyor ve hasis emellerine alet edip çalıştırıyor:

“Herbir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârane siyasetiyle cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, altı hutuvatıyla âlem-i İslâmı ifsad için insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis menbaları ve tabiatlarındaki muzır madenleri, fiilî propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor.

İşte Bediüzzaman, onlara acıdığı için, hem dünyaları, hem de ebedî hayatları mahvolmasın diye, “Dindarlar iktidar olmaya çalışmasın!”2 demişti…

Dindarlar “Risale-i Nur’ların basımına engel olmasın, devletleştirmesin, tekelleştirmesin!” diye, onların değil iktidara gelmesine, iktidar olmaya çalışmalarını bile istememişti…

Dipnotlar:

1- Yeni Asya, 05 Mart 2015.
2- Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası-2, s. 386.

Okunma Sayısı: 4143
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı