AKP; min-gayr-i hakkın ve haddin Risale-i Nur’a bandrol yasağı getirdi (9 aydır hiç kimse basamıyor). Ardından yine, min- gayr-i hakkın ve haddin Bakanlar Kurulu kararı ile devletleştirdi! Peşinden bütün haklar min-gayr-i hakkın ve haddin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devretti.
Ve bu haksız ve haddini aşmış uygulamaların ardından Mehmet Görmez başkanlığında 03.12.2014’de Risale-i Nur’u neşreden yayınevleriyle (Yeni Asya Medya Grubu dahil) bir toplantı yaptı. Sayın Görmez diyor ki: “Başkanlık olarak Risale-i Nur Külliyatını inhisar altına almayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün Külliyatı tahkikli bir surette basmaya kararlıyız. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığının yayın mevzuatı ve tahkikli bir surette basmak arzuları sebebiyle bütün Külliyatın basılması zaman alacak…” (Yeni Asya/06 Aralık 2014) Daha ilk cümlelerde çelişkiler dökülüyor:
Risale-i Nur Külliyatı, min-gayr-i hakkın ve haddin Diyanet’in inhisarına verilmedi mi? Bunu kabul ettiğinize, tüm tasarruflar sizde olduğuna göre, “İnhisar altına almayacağız…” sözü çelişki değil mi? İnhisar altına almak başka nasıl olur?
“Basmaya kararlıyız. Diyanet İşleri Başkanlığının yayın mevzuatı ve tahkikli bir surette basmak arzuları sebebiyle bütün Külliyatın basılmasının zaman alacak…” sözündeki çelişkili cümleler ne anlama geliyor?
Ne kadar zaman alacak? Mesela İşarat’ül-İ’caz’da yaptığınız gibi mi olacak? 250 adet bastınız. R. Tayyip Erdoğan’ın eline verdiniz, o da meydan meydan dolaşıp siyasî şovlar yaptı!
Madem ki, size göre de Risale-i Nur değerli bir eserdir - bunu çok kereler beyan ettiniz ve bir an önce neşredilmesi için min-gayr-i hakkın ve haddin Diyanet’in inhisarına verildi - Diyanet büyük ve güçlü bir teşkilat; seferber edin Risale-i Nur uzmanlarını, ilim adamlarını toplayın ve basın…
Sayın Başkan, “Diyanet İşleri Başkanlığının yayın mevzuatından dolayı uzun zaman alacak!” diyorsunuz.
Gerçekten, samimi ve dürüst olanlarla (Risale-i Nur'u alelacele yasaklayıp, devletleştiren ve Diyanet'in inhisarına verenlerle değil) el ele verin ve “mevzuatı” değiştirin! Bu kadar basit!
Yoksa Risale-i Nur’un basılmaması, mümkün olduğunca neşrinin geciktirilmesi için mi tekelleştirildi, devletleştirildi?