"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duâ her derde devadır!

Ali FERŞADOĞLU
17 Ocak 2018, Çarşamba
İmtihan gereği veya dünyada da fıtrî olarak geçerli olan mutlak adaletin iktizası olarak musîbet ve felâketlere maruz kalırız.

Zaman zaman haksızlığa, zulme uğrarız. Kimi zaman hakperest sandığımız insanlardan da silleler yeriz. Bunlar ruhumuzu daraltır, kimi zaman patlama noktasına götürür.

O şartlarda üstüne üstlük, bazen en yakınlarımız bile bizi anlamaz, yardımcı ol(a)maz. O zaman ne yapacağız?

Zaten “Bu vaziyette bir ruh, bir Kadîr-i Zülcelâl’in, bir Rahîm-i Zülcemâl’in dergâhına niyaz ile, namaz ile mürâcaat edip arz-ı hâl etmek, tevfîk ve meded istemek”ten1 başka ne yapabilir? Lahutî, sessiz, sakin bir yer seçip (cami, mescid, kırlar vb...) olabildiğince içten ve ihlâsla duâya durmalı! 

Özellikle belâların istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu vaktinde aczimizi anlar; duâ ile, niyaz ile Kadîr-i Mutlakın dergâhına ilticâ etmekten başka yol yok.

Zira, Peygamberimiz (asm), “Duâ, başa gelmiş ve gelecek herşeye faydalıdır”2 buyurdu.

Neden duâ her şeye faydalıdır? 

Çünkü: Ganiy-yi Mutlak olan Allah’tan (cc) istiyoruz.

Âdil-i Mutlak olan Rabbimize sığınıyoruz. Her şeyi işiten Semi, gören Basir ve bilen Allamü’l-Guyûb’a müracaat ediyoruz. 

Bütün ihtiyaçlarımızı karşılayacak ve vesilelerini yaratacak Kadıyü’l-Hâcât ve Sonsuz Gani ve Cevad, Şâfî, Muafi, Vehhab ve Kadîr-i Mutlak’ın dergâhına ilticâ etmişiz…

Ve anlar (anlamalıyız) ve görür ve görmeliyiz ki, O’ndan başka melce ve mence yok, O’ndan başka kapı yok, O’ndan başka sığınak yok, O’ndan başka derman veren yok. 

Ve O’na sığınıp şöyle niyaz etmeli:

Aciz ve zayıf ve günahkar kulun, “Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin.”3 

Böylece duâmızla şahsî, ailevî ve sosyal gerginlikler bitmiş veya asgariye inmiştir.

Dipnotlar:

1- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 47. 2- Câmiü’s-Sağîr, No., 4264  3- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 134.

Okunma Sayısı: 3311
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bülent Bektaş

    17.1.2018 08:57:52

    Allah razı olsun Ali abi; Duâ eden adam anlar ki, "birisi var"; onun hâtırât-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı