Duâ, Allah’ı zikretmektir. Ve duâ, kalb atışlarını, ritmini düzenler. Şöyle ki: Kalpten çıkan elektrik, elektromanyetik dalga ve duygu enerjilerinin etkileri de pozitif veya negatif yönden işlettirilmeleri derecesindedir. Yani, insan kalbini ne nispette dizayn ediliş gerekçesine göre işletir, zihin/beyin ve zekâ dalgalarıyla birleştirir, odaklaştırabilirse, etkisi de o oranda olur. Bu bağlamda, olumlu duygular, bedenimizdeki enerji dengesini sağlarken, olumsuz duygular bu dengeyi alt-üst eder. Öfke, kin, nefret ve düşmanlıktan doğan aşırı korku, heyecan, endişe ve kısacası stres gibi.  

Kalp atım hızı, ritimleri ile beyinde üretilen alfa veya daha düşük frekanslı dalgalar da, kalbin ritimlerine eş zamanlılık (senkronizasyon) gösterecek şekilde uyum içindedir. Çünkü beyin aktivitesi ile kalbin aktivitesi senkronize olacak şekilde programlanıp dizayn edilmiştir.

Kişi niyetini, duygularını değiştirdiğinde, otomatik olarak kalpten beyine giden sinir uyarılarının durumu, kalitesi ve aktivitesi de buna paralel olarak değiştirilmektedir. Yani, eğer psikofizyolojik durumumuz, olumlu ve dengeli ise, kalbin HRV ritimleri de, buna paralel olarak ahenkli olmakta ve olumsuz ise, sonuç da negatif çıkmaktadır. İşte duâlarımızla hem stresi azaltır, hem beynimize ve kalbimize olumlu mesajlar göndererek ritmini dengeleriz. 

Yapılan araştırmalar, insanların çoğunun, hayatlarının yüzde seksen ile doksanını otomatik ve mekanik şekilde yaşadıklarını göstermiştir. Yani, işlerini alışkanlık/ülfet ve şuuraltı yönlendirmelere tâbi olarak yerine getirmektedirler. Eğer; niyet ve faaliyetlerimizi akıl, kalp ve vicdan gibi duygularımızın kontrolüne verebilir, şuurumuzu onlar üzerinde yoğunlaştırabilirsek, fevkalâde davranışlar sergileyebiliriz. İşte, duâ ile aynı zamanda kendimizi motive eder, kendimizi işlerimize şuurlu olarak yönlendiririz. 

Kalbin enerjisi imandır. İmanın gereği duâdır. Zikir ise onun ışığıdır.1 Bütün fiil ve eserlerimize sağlıklı istikamet veren ise kalbimizdir. İman ve duâ ile tatlı zevki zikir ve fikir vasıtasıyla kalbi işleterek kalbimizdeki manevî, ruhî, manyetik enerji, gücü yükseltir; her musîbete, her hadiseye karşı direnç gösterir; gerçek teselliyi bulur; güçlü dostluklar kurarız. Eğer, isteklerimiz, arzularımız, emellerimiz ve duâlarımız; safi, halis kalbin diliyle yapılırsa, çoğunlukla kabul edilirler. 2

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s.18. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 290.