Bazılarının sığ iddialarından birisi şudur: “Allah, Kur’an’da, ‘Biz sana her şeyi apaçık beyan eden kitabı indirdik.’1 buyurup ‘mübin’ olduğunu bildiriyor.
Mübin; açık, aşikar, aydınlık, manası vazıh demektir. Öyle ise, Allah’ın böyle nitelendirdiği Kitabı herkes anlar, ‘anlaşılması zor’ diye gösterilmemelidir.”
Bu iddia, Kur’an’ın derin mânâlarını, “her çağa, her fıtrata, her topluma, her ilim nevi insanına hitap ettiği mucizesini ve Allah Kelamı olarak derin mânâlarının bulunduğu” hakikatini görmezden gelmektir.
Kur’an’ın mu’cize olduğu apaçıktır.
Allah’ın kelamı olduğu apaçıktır.
Kur’an’ı dinleyen, bunun başka kelamlara benzemediğini ifade etmesi, apaçık Allah kelamı olduğunu bildirir.
Bediüzzaman’ın keşfi ve göstermesiyle, Kur’an’da geçen “Allah” ve Esma-i Hüsna’nın alt alta gelmesi mucizesi de gözlü tabakaya da “Kur’an apaçık Allah’ın kelamıdır!” dedirtmesi açısından apaçıktır.
“Apaçıktır, herkes anlar, biz de anlarız, başka âlim, mütefekkir ve tefsircilere ihtiyaç yoktur” iddiasında olanlar, şu suallerin cevaplarını vermeleri gerekir:
1-Hiç bir kimse; ayetleri açıklayan ahlak, fıkıh, tasavvuf vs. kitaplarına müracaat etmeksizin Kur’an-ı direkt açıp okuyarak anlayabilir mi?
2-“Mânâsı da apaçıktır, herkes anlar!” diye anlıyorsanız, başkaları da Kur’an’ı anlar, apaçıktır, sizin kendinizi yırtarcasına anlatmanıza ve kabul ettirmenize gerek yoktur.
3-Kur’an’ın indirilişinden sonra yüz binlerce tefsir yapılmasının ve yüzlerce meal, yani kısa veya mota mot tercüme edilmesinin sebebi nedir?
4-Kur’an anlaşılır iddiasında bulunanlar-içlerinde mealciler de var-meali yapmak için niçin tefsirlere ve başka meallere de müracaat ediyorlar?
5-Arapça’da 62 bin kelime var, Türkçe’de karşılıkları yoktur. Karşılığı olmayan kelimeleri kullanan Kur’an’ı Türkçe’ye nasıl tercüme edeceksiniz, nasıl çevireceksiniz? Mânâ kayıplarını nasıl telafi edeceksiniz?
Elbette tefsir ile, şerh ile, geniş açıklamalar ile...
Dipnotlar: 1-Nahl Suresi, 16/89