Ebcedin mimari alanda kullanılmasına Süleymaniye Camisi’nden bir örnek verilebilir:
Caminin zemininden kubbe üzengi seviyesi 45 arşın etmektedir. Bunun ebcedî karşılığı “adem” kelimesine denk gelmektedir. Kubbe aleminin seviyesi ise 66 arşındır. Bu ise “Allah” lafzını karşılamaktadır.1
Böylece, ebced hesap metodu cifir ilmini de içine alacak ölçüde geniş bir alanda kullanılmış ve kültürel bir unsur haline gelmiştir.
Cifir metotları ise, Arapça harfler başta “şemsi-kameri” olmak üzere ikiye, “mesrurî-mebrurî-melfuzî” olmak üzere üçe bölünür. Veya 28 harf ebceddeki sıraya göre ilk yedisi ateş, ikinci yedisi hava, üçüncüsü su, dördüncüsü de toprak karakterli olmak üzere dört gruba ayrılır. Harflerdeki tasarrufun sırrı, teşkil edilen tertipteki mizaca bağlanır yahut harflere ve yine ebced sıralamasına göre sayısal değerler verilerek harfler ve sayılar arasındaki münasebetlerle bunlara tekabül eden remizlerden oluşan bir yol takip edilir. Bu sonuncu metoda “cefr-i mutavassıt” denilir.2
Bu hesap yöntemi, çok eski tarihlere kadar uzanan ve daha henüz Kur’ân indirilmeden önce kullanımı çok yaygın olan bir yazım şeklidir. Arap tarihinde geçen tüm olaylar, harflere rakam değeri verilerek yazılır ve böylece her olayın tarihi de kayda geçilmiş olurdu. Bu tarihler, her kullanılan harfin özel rakam değerlerinin toplanmasıyla elde ediliyordu.
Ebced/cifir ilmi, sair semavî dinlerde ve kültürlerde de kullanıldığı için, Kur’ân elbette onu da içine alır. Bu açılardan bakıldığında da Kur’ân mucîzedir.
Dipnotlar:
1- İsmail Yakıt, Türk-İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme.
2- Metin Yurdagür, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “cefr” maddesi, c. 7, s. 216.