Son zamanlarda “Biz siyasî parti değiliz!” diye fasit bir söylem dolaşmaya başladı. Elbette siyasî bir parti değiliz, ama bu durum siyasilerin hatalarını ve yanlışlarını söylememize mâni değildir.
Ne zamandan beri, meali, “Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker” (iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek) kesinlikle size farz kılındı.”1 şeklindeki âyetlerin emrini yerine getirmek siyasetçilik oldu?
Peygamberimizin (asm), “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, elinizle düzeltemezseniz dilinizle, dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” 2 direktifini yerine getirmek siyaset mi oluyor?
Bediüzzaman “şefkatli ve veli bir sultana, halifeye” muhalefet ederken, siyasî parti mensubu mu idi? Keza, müstebit halifeye, sultana, “Peygamber Efendimizin (asm) emrine uymayanlar “hayduttur” derken, siyaset adına mı söylemişti? Kella!
Yine Üstadımız, İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti’nin siyasallaşmasına muhalefet edip ikaz ederken, siyasî parti adına mı hareket etmişti?
Ve keza, CHP’ye, Millet Partisi’ne, İttihad-ı İslâm Partisi (şimdilik siyaset başına geçmemelidir) deyip muhalefeti, Demokratları ikazı siyaset adına yapmıştı?
Başta Münâzarât, Sünûhat, Hutbe-i Şamiye, Lâhikalar (Emirdağ Lâhikası 27. Mektup’tur), Şuâlar’da ve sair eserler baştan ayağa insanları, siyasetçileri, politikacıları, partileri, yöneticileri ikaz ederken, yanlışlarını düzeltirken, ölçü, prensip ve stratejiler verirken siyaset ve siyasî parti adına yapmamıştır!
Risale-i Nur’dan bu ölçüleri alan ağabeylerimiz, “İslâmî Hareket ve Türkeş, İslâmî Hareket ve MSP, Siyasette Ölçü (Mehmed Kırkıncı), İçtimaî ve Siyasî Tesbitler (Ali Vapurlu) gibi broşür ile kitapları çıkarır; siyasî meseleleri anlatırken siyasî parti adına mı hareket etmişlerdi. Şahs-ı manevînin talepleri üzerine seçim dönemlerinde çıkardığımız broşürleri düşünün, siyasetçilik namına mı yapıyorduk? Elbette hayır.
Muazzez Üstadımız, “Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Beni de mihenge vurunuz” diyor da, siyasetçileri, siyasî partileri mihenge vurmak mı “siyasî parti”cilik oluyor?
Tabiî ki, bunlar Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimaî, siyasî ölçü, prensipleri, müceddidî stratejileridir. Anlaşılmalı, yaşanmalı ve anlatılmalıdır.
Dolayısıyla “Biz siyasî parti değiliz!” söylemi, “ticarette gezen silik, bakır” bir sözdür, reddedilmeli!
Dipnotlar:
1- Lokman Sûresi’nin 17. Âyeti.
2- Müslim, İman, 78.