Müstebit “siyasal dinciler, siyasal dindarlar” iktidarında ülkenin her tarafından zulümler fışkırıyor, vaveylalar, feryad u figanlar yükseliyor!
Haksızlığın, zulmün, sadistliğin bini bir para!
Ve maatteessüf âlimler, İlahiyatçılar, hukukçular seyrediyor!
“Eliyle düzeltme” güçleri yok, tamam, onu umer/idareciler, hâkimler, emniyet mensupları kanun ve hukuk çerçevesinde yapacak!
Ancak, “dil ile düzeltmek” onların vazifesi ve “dilleriyle de düzeltmeye teşebbüs etmiyorlar!”
Ne acı ki, üstelik onlara fetva bulma yarışına girmişler!
Ve umera (idareciler) ile birlikte “mal, mülk, dünyalık yarışına” girişmişler!
Değerler aşınmış, ahlâk gitmiş, gençlik gitmiş umurlarında değil.
Evet, ulema, tesirli konuşup idarecileri ve halkı ikna kabiliyetine sahip oldukları halde susuyorlar!
Mü’minler için ve bilhassa ulema için âyet (mealen,) şöyle diyor:
“Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, emr-i bil-ma’ruf, nehy-i anil-münkeri/iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’a aittir.”1
Eğer bunu yapmıyorlarsa, onlar gerçek âlim ve İlahiyatçı değiller!
Ve mealen, “İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.”2 emrini yerine getirmiyorlarsa “ulemâü’s-sû”durlar.
İçleri başka der, dilleri başka der!
Bunlara dikkat çekmek için mi Peygamberimiz (asm) buyurmuştur:
“Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, dili âlim olan münâfıktır.”3
“Ulemâü’s-sû’ hakkında bir tehdid-i azîm var; bu zamanda ehl-i ilim ziyade dikkat etmeli.”4
Halbuki âyette mealen, “Allah’tan, ancak kullarının âlimler/bilgili olanları korkar.” 5
Allah’tan korkmuyorlar, iktidardan korkuyorlar!
Dipnotlar:
1- Hac Sûresi, 41.
2- Maide Sûresi, 2.
3- Ahmed bin Hanbel, Müsned, I, 22.
4- Mektubat, s. 413.
5- Fatır Sûresi, 228.